Sıkıntının kaynağı..

İnsan aklının çalışma hızı karşısında kalemin kağıt, daha doğrusu parmağın klavye üzerindeki hareket hızı bir hayli geride kaldığından düşüncelerin ifadesi hususunda hatalar söz konusu olabiliyor, bazen.

O bakımdan, bazı önemli konuları ıskalamamakta fayda görüyorum:

* Tabii ki büyük çoğunluk ama en azından ben, oynanan oyundan şikayetçi değilim.. Çünkü ülkenin her kulübü için korkutucu bir deplasman olan Trabzon’dan, rakibi sahadan silerek, üstünden silindir gibi geçerek oynadık. Ezip döndük evimize.. Derdimiz nedir peki o zaman?. Dert de yok.. Hele de 2. yarıda ve özellikle Semih’li dakikalarda oyunu rakip ceza sahası önüne yıkıp boğduk Trabzon’u arkadaş, boru değil.. Üzgünüz sadece.. Ve üzüntümüz, bu güzel oyunu puana tahvil edememiş olmaktan kaynaklanıyor..

* Çoğu arkadaşın katılmayacağını bilerek söylüyorum, Rashica da üstüne gidildiği kadar kötü değil. Ve zaten bunu Svensson’un parlamasından da anlayabiliyoruz. Kanat oyuncusu yeterince iyi olmasa, hücumda ve savunmada etkili olmasa o kanattaki bekin ileri-geri çalışıp parıldaması mümkün olabilir mi hiç?

Rashica da iyidi dün, yine bence.. İyi kaçtı, iyi savundu, iyi kesti.. Sadece kestiği toplar rakibin kalabalık ve efektif savunması nedeniyle forvet elemanlarımızla buluşamadı, o kadar.. Yoksa ben, kendi anlayışım çerçevesinde, çok da başarısız bulmadım doğrusu Rashica’yı..

* Hoca’nın başlangıç kadrosunu biraz sıkıntılı gördüm ben.. Hatalı olma ihtimali fevkalade yüksek olan öznel bir eleştiridir bu.. Beni bağlar yalnızca.. Ama şu sezonun Beşiktaş’ında, sakat ya da cezalı değilse şayet, Semih mutlaka oynar, bence.. Ve hatta Ciro’dan bile önce yazılır kadroya.. Çünkü Semih oynadığında çok daha rahatlamaktadır Ciro.. O nedenle Semih’i kadroda görmemek ekşi erik(hiç sevmem) yemiş burukluğu yarattı ağzımda..

* Hoca: El birliğiyle mundar etmeyi “başaramazsak” şayet, son yıllarda takımın başına gelmiş en müthiş hoca olduğu/olacağı kanaatindeyim.. Bu güzel uyumu yerel veya küresel manada bir başarıya tahvil edebilir miyiz, bilmem.. Ama Beşiktaş’ı, göründüğünden de güzel günlere götürebilme ihtimalini taşıyor, yine bence..

* Şenol Hoca’ya bir küçük teşekkür ve sitem.. “Beşiktaş’tan daha büyük bir camiaya geldim..” diyen dangaboza prim vermeyip 1 dk’lığına bile oyuna almamış olması sebebiyle teşekkür.. Ve yine aynı nedenden ötürü sitem.. Ataydı keşke sahaya da görselerdi hastanedeki hemşiresinin adını, bunca yıldan sonra tekrar, ama bu kez çay tabağında..

(son cümle gereksiz yere sert oldu sanki.. pek yakışmadı galiba.. dur sileyim bari, unutmadan)

(unuttu!..)