Milli futbolcumuz Demir Ege Tıknaz’ın, kariyeri ve hedefleri hakkında L’Europe ile yaptığı röportaj:
SORU: “Bu sezon maç başına 2.1 top kesmeyle bu alanda ligde ilk üçte yer alırken, %85 pas isabeti ve maç başına 2 başarılı uzun pasla da oyun kurulumuna sağladığın katkı net bir şekilde görülüyor.. Ayağının bu kadar temiz oluşu, kuşkusuz geçmişte 10 numara oynadığın dönemlerin bir yansıması.. Peki bir 10 numaradan bu kadar hamleli, agresif ama aynı zamanda pas kalitesi yüksek çok yönlü bir 6 numaraya dönüşüm nasıl gerçekleşti?. Seni bu değişimde en çok hangi hocalar, hangi oyuncular etkiledi?”
DEMİR EGE: ”10 numaradan 6 numaraya dönüşümümde boyumun çok hızlı uzaması etkili olmuştu.. Belimden yaşadığım bir sakatlık sonrası antrenmanlara geri döndüğümde kuvvet ve çabukluk yönünden takımdan geri kaldığımı hissediyordum.. Neredeyse futbolu bırakma aşamasına gelmiştim ama U19’daki hocamız Önder Karaveli beni bir anda 6 numaraya çekti.. Yeni pozisyonum ilk zamanlar çok kolay gelmişti.. Topu, yüzüm rakip kaleye dönükken alıyordum.. Önümde kat edecek daha fazla alan oluyordu ve sahayı daha geniş görüyordum.. Bu pozisyonda ilk oynadığım zamanlarda savunma bilgim eksikti ancak defansif meziyetler antrenman yaptıkça ve düzenli süre aldıkça gelişir.. Bu yüzden Önder Hocamın çok büyük bir etkisi var bende.. Bu sezon aldığım sürelerle çok yol kat ettim, hala geliştirmem gereken yönlerim var.. Çok fazla maç izliyorum, benim rolümdeki oyuncuların neler yaptığına bakıyorum.. Bunları antrenmanda ve maçta uyguluyorum.. Ama tabii ki en kilit nokta süre alabilmek.”
.
SORU: ”2022 Nisan ayında bir çapraz bağ sakatlığı yaşadın.. Bu bir futbolcunun başına gelebilecek en kötü sakatlıklardan biri, hele ki genç yaşta… Bu sakatlık sürecini mental ve fiziksel olarak nasıl atlattın?. Sakatlıklar genç oyuncuları fizikselden çok mental olarak etkiliyor, onlara vereceğin tavsiyeler neler?”
DEMİR EGE: ”Diz sakatlığımdan önce bel sakatlığı yaşamıştım.. Genç yaşta böyle bir sakatlık yaşamak her oyuncu gibi beni de çok üzmüştü.. Bu sakatlığı yaşayanların çok çalıştığını söylemesi klişedir ancak ben gerçekten çok, çok çalıştım.. Günde 3 antrenman yaptığım zamanlar oldu.. Çevremden kendime bu kadar yüklenmemem gerektiği yönünde ikazlar alıyordum.. Ancak sakatlık dönüşü daha güçlü dönebilmek laf olsun diye söylediğim bir şey değildi.. 7/24 kafamdan çıkmayan bir hedefti.. Bu beni mental olarak çok güçlü tuttu.. Sakatlık öncesi fiziksel olarak daha zayıftım bu dönemden eskiye nispeten daha sağlam durumda çıktım.. Antrenmanlara yüklenmek beni mental olarak da güçlendirdi.. Sakatlık sürecimde çok fazla maç izledim, oyun bilgime çok katkısı oldu.. Ek olarak hala çalıştığım çok iyi bir fizyoterapistim var.. Onun da etkisi çok büyük.. Gençlere tavsiyem asla umutlarını kaybetmesinler, en zor zamanda bile.. Allah çalışana, azimli olana istediğini veriyor.. Çalıştıktan sonra başarılı olmamak için hiçbir neden yok.”
.
SORU: ”Portekiz Ligi genç oyuncular için vitrin niteliğinde bir lig.. Rio Ave seni nasıl ikna etti?. Nasıl bir proje sundular?”
DEMİR EGE: ”Portekiz Ligi genç oyuncular için harika bir fırsat.. Avrupa’nın büyük takımlarına giden yol buradan geçiyor.. Bana bunu söylediler.. Hızlı oyuncular ve hızlı düşünen oyuncular var.. Genç oyunculara çokça şans verilen bir lig.. Aşırı sert bir lig değil.. Altyapıdan çıkan gençlerin elbette bir alışma süreci oluyor ancak 5 büyük ligdeki kadar altyapı – a takım seviye farkı olmuyor.. Bu da hızlı adapte olunmasını sağlıyor.. Ligde aşırı süratli hücum oyuncuları var demiştim, onlara karşı oynadıkça saha içi farkındalığınız gelişiyor.. Hızlı oyunculara karşı hızlı düşünen oyuncu oluyorsunuz.. Ne zaman baskıya gideceğinizi, ne zaman bekleyeceğinizi daha dikkatli ayarlamanız gerekiyor.. Buradaki takımların da hedefi al-sat olduğu için genç oyunculara çok daha fazla sabır gösteriyorlar.”
.
SORU: ”Türk Futbolu ve Portekiz futbolu arasında nasıl farklılıklar gözlemledin?’. (Taktiksel yaklaşımlar, gençlere olan değer, altyapıdan çıkan gençlerin daha hazır oluşu vs.)
DEMİR EGE: ”Açıkçası burada Türkiye’deki kadar kaos yok.. (Gülerek). Bizd.eki ”abi” oyuncu modeli burada yok.. Saha içinde 17 yaşındaki çocukla 35 yaşındaki adam eşit muamele görüyor.. İş ahlakı olarak bizden daha iyi durumdalar.. Stadyumların çoğu küçük ancak zeminlerin hepsi çok iyi.. Çok dikkat ediyorlar.. Bunları söyleyebilirim.”
.
SORU: ”Fernando Santos senin daha çok defansif özelliklerinden yararlanarak stoperlerin arasına yerleştiriyordu ve buna alışmaya çalıştığını söylemiştin.. Teknik direktörünüz Petit ise senin artık ileriye daha özgüvenli bir şekilde top taşıyabildiğini ve buraya ilk geldiğinde bunları yapmakta zorlandığını söylemişti.. Hem savunma yönünü hem oyun kurulumunda çok yol kat ettin.. Sence, senin için ideal rol şu an sahip olduğun rol mü yoksa daha savunmacı bir rol mü?”
DEMİR EGE: ”Santos geriden üçlü kurmak istiyordu.. Kesici altı numara istiyordu.. 2 stoper + 1 kesici ile oyun kurmak zor oluyor.. Çünkü rakip santrafor ile rakip orta saha arasında topla buluşup oyun kurmak riskli olduğu için Santos 6 numarasını stoperleştirmeyi seviyordu.. Petit Hoca da rakip uzun vurduğunda boyumdan ötürü karşılamam için stoperlerin önünde konumlandırıyordu.. Benim için fark etmiyor açıkçası.. Topsuz oyunda stoperlerin arasına girip orayı üçlemeyi seviyorum.. Tabii ki ayağı iyi iki stoperin önünde topla buluştuğunuzda işler daha da kolaylaşıyor.. Bu takımdan takıma değişir ancak benim tek isteğim topla daha fazla buluşmak.. Rolüm elbette %60-70 daha savunmacı olmayı gerektiriyor.. Ancak ben kendimi hücumcu bir altı numara olarak görüyorum.. Çok yönlü bir oyuncuyum ama hücum yönümün her zaman daha baskın olacağını düşünüyorum.”
.
SORU: ”2023’te U19 Milli Takımıyla İngiltere’ye turnuvaya gittin ve bu senin Ada Futbolu’na ilk adımın oldu.. Böyle bir tecrübe senin gibi bir genç oyuncuya neler kattı?”
DEMİR EGE: ”İngiltere’ye gittiğimizde onlara karşı da oynamıştık.. Zeminler mükemmeldi ve oyuncular gerçekten çok diriydi, formdaydı.. Pas kaliteleri, saha içi iletişimleri, oyun vizyonları… Orada fark ettim ki bu adamlar bu konuda farklı bir yerde.. Döndüğümde takım arkadaşlarıma da anlattım.. Futbolun en üst seviyesi bence İngiltere.”
.
SORU: ”The Athletic’te idolüm Busquets ve Pogba demiştin.. Özellikle fiziksel özelliklerin ve sırtı dönük oyundaki soğukkanlılığın, çabuk düşünme yeteneğin ile Busquets’i andırıyorsun.. İdollerinin özelliklerinden birini kendine alacak olsaydın neleri alırdın?”
DEMİR EGE: ”Pogba daha komple bir oyuncu, daha 8 gibi.. Onun her özelliğini almak isterdim.. Her şeyi var.. Busquets biraz daha kendine has bir oyuncu.. Onun soğukkanlılığını almak isterdim.. Pogba’nın driplingini ve şutunu, özellikle şutunu almak isterim.. Busquets’in oyun zekasını ve soğukkanlılığından birini almak isterdim.”
.
SORU: ”Topla oynayan takımlarda oynamayı sevdiğini biliyoruz.. The Athletic röportajında Liverpool’u sevdiğine dair bir yazı var.. Avrupa’da desteklediğin bir takım var mı?. Yoksa, hangi takımda oynamak isterdin?”
DEMİR EGE: ”Avrupa’da net desteklediğim bir takım yok ancak Liverpool’da oynama hayalim var.. Topla oynayan bir takımda oynamayı çok seviyorum ve Barcelona’nın oyuncu profilime çok uygun olduğunu düşünüyorum.. İnşallah bir gün orada da oynayabilirim.”
.
SORU: ”15 yaşına geri dönsen hangi özelliğini geliştirmek isterdin?.
DEMİR EGE: ”O yaşlara bir dönsem….. Her antrenman sonu yarım saat şut çalışırdım.. Basit geliyor olabilir ama bir orta sahanın dışarıdan skor katkısı vermesi inanılmaz fark yaratıyor.. Ama o zamanki imkanlarla bir sahada üç ayrı takım çalıştığımız için antrenman sonrası başka takım geldiği için ek çalışma pek mümkün olmuyordu.. Fitness’a bile haftada bir gidiyorduk.. Türkiye’de bence “‘altyapıya rağmen”‘ oyuncular çıkıyor.. Bunu kesinlikle abartmadan söylüyorum.. O yaşta oyuncuların daha fazla Fitness’ta zaman geçirmesi gerekiyor.. Ek olarak zayıf ayak meselesi.. Ben daha bu sezon her antrenman sonu yeni yeni zayıf ayağım üzerinde çalışmaya başladım.. Genç oyunculara net tavsiyemdir.. Zayıf ayak çalışın.. Duvarla paslaşsanız bile çalışın.. Çok önemli bir şey.. Çok pişmanım keşke önceden de çalışsaydım.”
.
ÖZEL NOT: Röportaj sonrasında yapılan yorumlar içinde en beğendiğim: “Soru sormayı bilen insanın röportajını okumak da ayrı bir zevkmiş.. Helal olsun.. Güzel iş..
GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin