içinde

Hey Yabancı!..

Hani kovboy filmlerinde olur, daha kendi varmadan namı yürüyüp gelen; gelmekle kalmayıp duyanı tepeden tırnağa ürpertip korkuyla titreten belalı, tehlikeli karakterler..

Günlerce çalkalanır kasaba.. Erkekler homurdanır, kadınlar kendi aralarında fısıldaşır, ihtiyarlar ortalıktan çekilir, çocuklar merakla bakışır.. Şerif bile özgüvensiz, tedirgin bir beklentiyle bakmaktadır caddedeki hareketliliğe, ofisinin verandasındaki koltuğunda endişeyle sallanırken..

Western filmlerin klasik sahnelerindendir bunlar..

En az bunun kadar bilindik bir diğer hikayedeyse kimselerin bilmediği(!!), yalnızca eski toprakların tanıdığı bir adam çıkagelmiştir, sıradan gibi görünen bir günde kasabanın meyhanesine..

Kendini bilmez birkaç densiz genç, pek bir şeye benzetemedikleri adama, yeni yetme cesaretiyle “Hey yabancı!.. Biz burada..” diye bulaşmaya kalktıklarında, herkesten ve hatta belki kendin de kaçıp saklanmak ister gibi tezgahın en dibindeki kuytuluğa sığınmış, alnı yüzü boynu yılların yorgunluğuna yenik düşmüş derin çizgilerle dolu bir ihtiyarın uyarısıyla şöyle bir durur, çeki düzen verirler kendilerine..

“Hans, Tony, Cony, Herkel!.. Kendinize gelin!.. Yabancı dediğiniz o adam bu kasabanın kurucularındandır.. Tetiğinin hızına karşı koyabilen olmamıştır daha.. Bildiğiniz tanıdığınız kalemşörlere benzemez.. Murat Hoca ayarında bilgiye, beceriye, donanıma sahiptir.. Alnınızın ortasından mıhlamadan hepinizi, kesin sesinizi de kurtarın kendinizi..”

Sonra durur bir an.. Sözlerinin etkisini gözler.. Gençlerin memnuniyetsiz mırıldanmalarla, gönülsüzce sürükledikleri adımlarla yabancının çevresinden uzaklaştıklarını gördükten sonra elinde çevirip durduğu kalın bardağı havaya kaldırır.. İçindeki koyu sarı sıvıyı kafasına dikmeden önce seslenir yeni gelene:

“Hoş geldin Korhan.. Neden bu kadar uzun sürdü ki dönmen?..”

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin