03 Mart 2021 – Sevgili Dünlük!

Dün maçımız vardı. Buralarda artık maç günü de, maç dünü de eskisi değil. Bir ölü toprağı var üzerimizde. Ama eskisi gibi olacak, eskisinden de fevkalade olacak. Olmak zorunda, çünkü gidecek yerimiz yok. Bu nedenle FerMe’nin laptopunun da, emeği olan teknik ekibin de, maddi manevi desteği olan forum üyelerinin de emeğinin karşılığını vermek adına olmak zorunda. Olacak inşallah.

Maça gelirsek sevgili dünlük, dualarımız kabul oldu. Uzun zamandır beklediğimiz, kötü oynarken de 3 puan alma senaryomuz 1,5 maçtır gerçeğe döndü. İnşallah bundan sonra hem iyi oynayıp hem de kazanarak serilere devam edeceğiz.

Maçta isim olarak gözüme çarpan;

Aboubakar, fevkalade kötüydü. Bize verdiği izlenim, baş başa bir pozisyon yakalasa şu çekmeye mecali olmadığından o şutu çekemeyeceğiydi. Nitekim öyle de oldu ve yakaladığı pozisyonlarda ayakta kalmakta zorlandı. Bir şeyler var bu çocukta. Anlayamadım.

Atiba, söyleyecek bir şey yok. Deli Ziya’nın arada bir paylaştığı heykel fotoğrafı her şeyi açıklıyor.

Utku, kim ne derse desin Beşiktaş’ın kalesi emin ellerde. Ersin ve Utku’yu ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu genç yaşta bizi “muhanete muhtaç etmediği için.” (Bu bizim memlekette kullanılan bir deyimdir.:))

Nskala, yine “Rıdvan varken, Nskala oynamaz”ı bize söylettirse de, böyle bir zeminde ben yine de bu maç özelinde Nskala tercihinin doğru olduğunu düşünüyorum. Öyle ki maçta da göründüğü üzere fizik güce dayalı bir maç oldu.

Larin, kötüydü fakat maç içerisinde oluşan oyun yapısında yapabileceği çok fazla da bir şey yoktu. Nitekim Aboubakar’ın kötü oluşu onu da ekstra etkiledi diye düşünüyorum.

Gökhan Töre, oyuna girdikten sonra bir heyecan getirdi. Sürekli hareket halinde idi. Malatya’nın maç içerisinde alıştığı düzenini bozdu. Bu girişi bir de golle süsleyebilseydi çok iyi olacaktı. Bir daha ki sefere inşaallah.

Necip, yine görevini yaptı. Ancak Necip’in görevini yapabileceği bu oyun şeklinin Beşiktaş’ı ileri taşıyamayacağı görüldükten sonra doğal olarak oyundan alındı. Bu da gayet normaldi.

Ghezzal ve Roiser her zamanki gibi iyilerdi. Fakat bu iki arkadaşa hareketli bir üçüncü pas noktası gerekiyor. Diğer türlü böyle takımlara karşı tıkanıyoruz. Aboubakar’ın bir süredir az hareketli olması bu arkadaşların da verimini düşürüyor.

Orta saha da kuvvetli ve tecrübeliydik. Fakat yine de bizi korkutan pozisyonlar verdik. Ben bunu hücumcuların etkisiz ve hareketsiz kalmasına bağlıyorum. İleride hareketli ve baskılı olduğumuz maçlarda bu sorunları yaşamıyoruz. Bu nedenle hücumcuların etkinliği orta saha direncimizi ve defans bloğu düzenimizi fazlasıyla etkiliyor. İşte bu nedenle biz şampiyon olmak istiyorsak yorulmak zorundayız. Bizim aktif zamanda dinlenme gibi bir şansımız yok.

Dinlenme sonrası takım iki haftadır rolantide gidiyor. Bu yavaş yavaş düzene girecek ve vitesi yükselteceğiz. Sergen Hoca’ya güveniyorum. Hatay’ın hocası ile beraber ligin diğer tüm hocalarından futbola farklı bir bakış açısının olduğunu düşünüyorum. Bu sene bizi şampiyon yaparsa (ki son maça kadar yarışın içinde olması bile beni ikna eder) efsane olur.

Şimdi herkes üzerine düşeni yapmalı. Mesela bu günlük işlerini bu sitede “Günlük”ü icat eden arkadaşlar yapsa da biz de böyle saçmalamasak.:))) Yazık veritabanı şişiyor. Düşünsenize gün içinde olan biteni bir günde idrak edip ancak yazıya dökebiliyoruz. Parlak zihinlere, keskin zekalara ihtiyacımız var ve aramızda da mevcut.:)))

Unutmayın, dahilik ile delilik arasında çok ince bir çizgi varmış.:)))

Anlıyor musun beni sevgili Dünlük?