21. YY'ın En Büyük Fiyaskosu Hakkında..

Her şeyden önce söyleyeceklerimde ciddi olduğumu, özellikle @deliziya kardeşimle konuşurken sıkça başvurduğum mizah/makara tarzına mesafeli durmak niyetinde olduğumu ifade etmek isterim..

Sevgili Deli Ziya kardeşim, Dün sözünü etmiş olduğun konu hakkında konuşurken elimden geldiğince dikkatli olmak arzusundayım..

Çünkü, konuyla yoğun bir biçimde ilgilenen biri olarak senin söylediklerin -elbette- son derece büyük bir önem taşıyor benim için..

İlgili olduğun bu konuda benden daha bilgili olduğunu saygıyla kabul ediyorum..

Öte yandan, JWST’in henüz derlenme toparlanma aşamasında olduğu da bir gerçek..

Çok iyi anımsarsın, Hubble da uzaya ilk çıktığında gözleri bozuktu’..

Neyse ki dünyaya yakın yörüngedeydi..

Büyük uğraşlarla, yazılımındaki hataların düzeltilmesi ve birkaç kez uzay mekiği yardımıyla gönderilen teknisyen astronotların çalışmaları sonucunda düzeltildi mevcut olanlar ve en baştan beri hiç öngörülmemiş olan sorunlar.. Nihayetinde Hubble’ın görüşü düzeltildi ve sağlıklı bir biçimde çalışmaya başlamasının sonrasında olağanüstü başarıların altına imza attı..

JWST henüz başlangıcında işin..

Ve göndermiş olduğu fotoğrafta ulaşabileceği en uzak mesafeye odaklanmış olduğundan, elde edilen görselde elle tutulur bir şey yok gibi görülüyor, henüz..

İlerleyen zamanlarda, uzay-bilimciler sistemimizdeki ve yakın sistemlerdeki gök cisimlerine, galaksilere yani çok daha spesifik hedeflere yoğunlaştıklarında göreceğiz (bence) asıl marifetlerini..

O zaman daha iyi anlayacağız, insanoğlunun -yakın ve derin- uzayı gözlemlemek için nasıl bir imkana ulaşmış olduğunu..

Sonuç olarak, senin sözlerine elbette büyük bir değer veriyorum ama kişisel düşüncem (ve daha fazlası hislerim) evreni gözlemlemek ve anlamak bakımından JWST’in bize çok farklı bir kapı açmakta olduğudur..

Alabildiğine uzağa, Ayın yörüngesinden de ötedeki Lagrange noktasına gönderilmiş olması ve “zırt-pırt” müdahale imkanının bulunmaması hasebiyle bu projenin fiyaskoyla sonuçlanma ihtimali elbette mevcuttur..

Ne var ki “bu fiyasko” neticesinde milyarlarca doların “çöpe atılacak” olması durumunda dahi aslında çöpe atılmış olmayacaktır o devasa büyüklükteki para, uzun vadede..

Uzay mühendisliğinde bambaşka bir kapıdan geçmiş, bambaşka bir mekana ulaşmıştır insanoğlu. Bu kesin..

Bize düşen, bu gibi konularda, üniversitelerimize özel ödevler vermek, nokta hedefler tayin etmek, ihtisas fakülteleri oluşturmak ve bu konularda bu kurumların/kuruluşların önündeki tüm engelleri kaldırarak dünyanın en ileri aşamalarına erişmiş olan ülkeleriyle samimi ilişkiler kurmalarına yardımcı olmaktır..

Bu mesele, bir gün dahi kaybedilmeden üzerine eğilmenin şart olduğu son derece önemli bir konudur..

Ve Türkiye Cumhuriyeti için bilimsel manada ilerlemek, dünya ülkelerinin gerisinde kalmamak ve hatta eldeki hedeflerin en azından biri ve tercihan birkaçı anlamında dünyanın sayılı ülkelerinden biri olmak gerçek anlamda bir BEKA meselesidir..

Fizik, Matematik, Astronomi, Biyoloji, Tıp ve Mühendisliğin her alanında özel niteliklere haiz gençler yetiştirmek zorundayız..

Ve bu dallarda dünyanın en ileri ülkeleriyle; Amerika, Rusya, Almanya, Kanada, Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore ve hatta Kuzey Kore’yle samimi, yakın ve derin ilişkiler kurmamız gerekmektedir, şarttır..

Geciktik belki bu işler için ama şimdi başlasak yine yetişiriz önümüzdekilere.. 

Bu ülkede, bu topraklarda -dünyanın sonuna kadar- kalıcı olmanın tek yolu budur aslında Ziya Hocam..

Sevgilerimle..