içinde

9 Haftalık Analiz ve Teknik Ekibe Tavsiyeler

Teknik ekip takımı ve maç analizini eminim ki bizden daha iyi biliyor ve daha iyi yapıyordur. Bu konuda teknik ekibe haksızlık yapmak istemem hele geçen sene o kadroyla bizi şampiyon yapan ekibe hiç haksızlık yapmam istemem ama bu sene birşeylerin iyi gitmediği çok bariz görülüyor. Bizimkisi taraftarın hissettikleridir. Dışarıdan bir göz olarak hissettiklerim çerçevesince bir kaç tavsiye:

1- Kaleci zorunlu olmadıkça rotasyona girilmemeli. Kaleci tercihinde Mert mi Ersin mi? derseniz bana göre hiç tereddütsüz Ersin. Neden mi? Ersin genç olabilir, tecrübesiz olabilir, çaylak olabilir ama Ersin atletik ve sürekli oyunun içinde sürekli defans oyuncularını uyarıyor bağırıyor çağırıyor defansı sürekli dinç tutuyor. Diğer taraftan biz önde top oynuyoruz. Ve sürekli arkaya top atılıyor yediğimiz gollerin çoğu böyle. Ersin arkaya atılan toplarda ok gibi fırlıyor kaleden ve daha pozisyon olmadan bitiyor olay. Yediğimiz yemediğimiz ama verdiğimiz bütün pozisyonlar böyle. Bu oyunda kalede bekleyen bir kaleci olmaz. Mert oynadığı maçlara bakınca bayağı bir geriye gitmiş. Ne adam karşılaması iyi ne zamanında topa çıkıyor ve çoğu pozisyonda olması gereken yerde değil. Tavsiyem zorunlu olmadıkça kalede Ersin olmalı.

2- Stoper meselesi. Atiba stopere çekilmeli. İki stoperimiz (Vida-Veliton) boylu poslu hava toplarında iyi mücadeleleri iyi ama ikisi de oyun kuramıyor ve sürekli yerlerini kaybediyor malesef. Diğer taraftan Veliton’un ne zaman nasıl bir hata yapacağının garantisi yok. Hadi geçen sene yoklukta oynadı o kadroda. Bu sene kadronun şekli değişti. Böyle bir kadro kurulmuşsa stoper de ona göre olmalı. Daha önce de yazdım. Atiba stopere çekilmeli. Bana göre Atiba için artık ortasaha olayı bitti malesef. Ama stoper bölgesinde hem oyunu okuma, oyunu yönlendirme oyunu kurma konusunda çok faydalı olacağı kaatindeyim. Ortasaha oynamış ve pas yüzdesi yüksek bir oyuncu olarak Atiba ayaklarını her iki stopere göre daha iyi kullanacaktır. Hele Batşuayinin defans arkası koşularında arta saha arkasından uzun paslarla sürpriz pozisyonlar dahi üretecektir. Saha içi yer tutuşunun iyi olması sebebiyle arkaya atılacak toplarda daha posizyon olmadan topa müdahelesi olabilecektir. Aynı zamanda defanstan ortasahaya yaklaşarak fazladan bir ortasaha yada fazladan bir libero olarak da işlev görebilecektir. Tavsiyem Veliton yerine Atiba’nın stopere monte edilmesidir.

3-Orta saha. Orta sahada geçen seneye göre direncimiz daha düşük. Eldeki futbolculara bakınca Josef dışında ortasaha direnci olan futbolcu görünmüyor. Burada ortasahada oyun direnc koyabilecek tek oyuncu olarak CAN BOZDAĞAN’ı görüyorum. Evet Piyaniç varken Can kenarda bekleyebilir ama Piyaniç yoksa CAN’dan başkasına verilmemeli forma. Abartmış olur muyum bilmiyorum ama çocuğu izlerken Napoli’deki Gökhan İnler’i izler gibi oluyorum. Orta saha direnci olmadığı için Batşuayinin yaptığı pres bir şeye yaramıyor. Seken topları toplayan dirençli orta saha oyunu yok malesef. Batşuayinin arkasındakilerin mutlaka öne doğru baskıyı presi koyması lazım ve dönen topları alması lazım. Malesef bu sene dönen topları alacak dirençli orta saha yok. Tavsiyem takımda görebildiğim direnç koyabilecek bir oyuncu olarak CAN’ın ortasahaya monte edilmesi.

4- Alex-Gezzal sorunsalı. Her ikisi de üst düzey oyuncu hangisi 10 numara posizyonunda oynarsa oynasın kabulümdür. Gezal ve 10 numara mı Alex varken? diyebilirsiniz. Bana göre Gezal tam bizim aradığımız bir 10 numaraydı ama Alex alınınca bu iş yattı gibi görünüyor. Ki Gezal’ı geçen sene bazı maçlarda mecburiyetten oynatıldığı 10 pozisyonunda neler yaptığını gördük. Sonuçta Alex 10 numarada Gezal da sağ açıkta oynayacak. Ama bu iki oyuncu da üst düzey oyuncu olmasına rağmen temposu olmayan oyuncular ve Batşuayinin presi sonrasında dönen topları alma ya da kapma konusunda eksik görünüyorlar. Bu tespiti mi ortasaha direnciyle birlikte değerlendirdiğimizde daha iyi anlaşılacaktır. Ama öyle ama böyle her ikisi de oynayacaktır. Öyleyse ikisine de dönen topları kapma konusunda uyarıda bulunulmalı ve bu yönde bir oyuna evrilmeleri istenmelidir. Diğer taraftan arkada büyük ihtimalle Piyaniç oynayacaktır. Yine ortasaha direnci zayıflayacaktır. Dolayısıyla Batşuayinin arkasında oynayacak 3’lünün mutlaka dönen topları kapma ve öndeki prese katkıda bulunmaları şart. Yoksa dönen toplar başak maçında ve diğer maçlarda olduğu gibi direkt olarak kalemize gelen top olarak karşımıza çıkıyor. Ki bu yapılırsa Batşuayi’nin arkasındakiler Batşuayi’den daha fazla gol atabilirler. Bu yetenek ve kabiliyet var ama dönen topları kapacak pres uygulanmalı.

5- Eğer ortasaha direnci zayıf olacaksa ve önde presi olmayan korakor oyunu olmayan ama daha kreatif oyuncularla oynanacaksa o zaman yapılacak olan hızlı ve tempolu pas oyuna dönüşmek. Örneğin Şenol Güneş’in ilk sezonu gibi. Oyuncular korakor oynamıyordu ama o pas temposunda rakip zaten korakora bile giremeden iş bitiyordu. Bunun için de takımın temposunun yükselmesi lazım.

6-Bundan sonrası saha dışı için. Malesef bu sene saha içi performansımız düşük ve aşırı bir rehavet var. Nasıl olsa maçı alırız havası var gibi hissediliyor. Alamayız malesef alamayız. Bizim takım saha içinde iyi olmadıkça güçlü oyun oynamadıkça maç alamaz. Oyunumuzu yukarı çekmek zorundayız. Bu sene geçen sene gördüğümüz saha içi agresiflik yok. Agresiflikten kastım oyuna karşı olan agresiflik.  Bu durum oyuncu karakterlerinden de kaynaklanıyor olabilir ama benim bu sene gördüğüm oyundan ziyade hakeme karşı agresiflik var. Evet bizim maçlarda eskiden beri hakemlerle ilgili sorunumuz var. Ama hakemle uğraşıldıkça oyundan kopuyoruz farkında olmadan. Hakemlerin saha içi tutumu değişmeyecektir. Hiç itiraz edilmesin demiyorum. Ama hakem tavrı bizi oyundan düşürmesin bu konuda futbolcular uyarılsın. Maç konsantrasyonu farklı sebeplerle düştüğü an geçmiş olsun. (Bunun en bariz örneğini Bülent Yıldırım’ın yönettiği gs maçında gördük. 30 dakikada 5 sarı hakemin tavrına ve tarzına kapılıp oyundan kopuş ve taçtan yenen 2 gol). O yüzden 90 dakika maç konsantrasyonu sağlanmalı ve hakemle oynanmamalı. Hakem konusunda yönetimden birileri görüntü ile birlikte iyi hazırlanmış metinlerle birlikte ara ara basına açıklama yapmalı ve bu sorun bu şekilde gündeme getirilmeli. Malesef hakemlerin saha içi uygulamaları bizi “Öğrenilmiş çaresizlik” tavrına itiyor ve farkında olmadan oyunu kaybediyoruz, tempoyu kaybediyoruz en nihayetinde maçı ve puanı kaybediyoruz. 

Düşünmesi bile sıkıntı veriyor ama dikkat edilmezse malesef kurulan bu iyi kadro da elimizde patlayabilir. Hele borçların arttığı maliyetlerin arttığı bir süreçte bu kurduğumuz son iyi kadroyu da heba etmeyelim. 

Herkese saygılar sevgiler. Sağlıcakla kalın 

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

Bir yorum