içinde

Algılar, Manipülasyonlar ve Sonuçlar Üzerine.

Cehaletin mutluluk sayıldığı zamanları geride bıraktığımızı düşünüyorum. Ve hatta cehalet tanımlamasında da köklü değişiklikler oldu muhakkak. Türkiye özelinde cehalet tanımlamasının farklı kitlelerce farklı türde yapıldığı malumunuz. Bilmek ve bilgi kavramlarından ziyade politik duruş mottosuna dayalı cehalet tanımlamaları yapılmıştır hep. Şu partiye oy verenler cahildir, Kur’an-ı Kerim’i bilmeyenler cahildir, hepsini boş ver, ülkenin %60’ı direkt aptal cahildir türünden CAHİLCE tanımlamalar getirildi, getirilmeye de devam ediliyor inatla..

Çocukluğumdan bu yana hep takılmışımdır bu konuya. İki tane dayım var benim. Bunlar taban tabana zıt karakter ve duruşa sahip oldular yaşamları boyunca. Bir tanesi çok dindardır, diğeri koyu Atatürkçü. Her ikisi de birbirini cahillikle suçlamıştır. Her ikisinin tek ortak noktası; birisi Kur’an’ın ne anlattığını bilmez, diğeri Atatürkçülüğü bilmez. Şahane bir Türkiye fotoğrafı..

Dindar bir adamın başka bir insanın yaşam şekline müdahale etme hakkını kendisinde bulması ne kadar itici gelmişse, ”Ben Atatürkçüyüm” diyen adamın kılını kıpırdatmadan kendisini aydın statüsüne geçirmesi de aynı düzeyde itici gelmiştir. Etiket üzerinde kalan, felsefik bir temele dayandırılmayan, slogan kalkanıyla ayakta duran ve karşı tarafa hücum etme özgürlüğünü sonuna kadar aralama niteliğine sahip bütün ”-izm” sonlu sözcükler bende eğreti durmuştur. 

Bağlayacağım merak etme 🙂

Modern çağın cehalet tanımlaması politik düzlemin çok dışındadır artık. Hayatımıza uzun süreden bu yana sokulmaya çalışılan ve artık her birimize en damarlısından girmiş olan acı gerçek, algı ve manipülasyon yağmurudur. Bu algı sana işlemiyorsa bilgesindir. Bunları yiyen de cehaletle sevişiyordur.

Algı ve manipülasyonla bir katili hümanist gibi görebiliyoruz. Terör devletlerini ”terörle mücadele eden” insanlık kahramanları gibi algılayabiliyoruz. Fatih Terim’i taktik dehası gibi görenler gırla. Arjantin’in son Dünya Kupası’nı tertemiz şekilde kazandığını düşünenler var 🙂

Bize birileri oynar başlıklı bir ayna tutuyor. Ayna tümseğe dönüşünce farklı görüyoruz, çukur haline dönünce görüntü değişiyor, düzleşince normale dönüyoruz. Değişim hızı arttıkça beyin devreden çıkıyor. Esasında ayna ne halde olursa olsun zahiri gösteriyor  Aynayı kırmadan çıkış yolu arayan babayı alır 🙂

Dün akşam Galatasaray maçını izleme olanağım oldu. 90 dakikalık maçı 30 dakika gibi oynayan bu takım ve teknik heyet bugün övgü yağmuruna tutuluyorsa birileri aynayla sağlam oynuyor demektir.

Türk medyasını zaten geçtim. Ama yurtdışında milyonlarca takipçisi olan hesapların da özellikle çok sık aralıklarla Gs paylaşımları yapmaları resmi daha da güzelleştiriyor.. Algı için yapılan yatırımların önemini anlayan birileri, aynanın arkasından çok manyak şeyler yürütüyor kardeşim. Bunu görmemek için kör olmak lazım. Bu süreçten Gs ya çok büyük bir kazançla çıkacak ya da çok rezil hallere düşecek. Bunun ortası yok bak. Sonsuza kadar algıyla yürüyemezsin. 

O cilalanan, allanıp pullanan, insanların ve özellikle rakiplerin gözünde canavarlaştırılan Galatasaray’ın bütün cilasını HOCASIZ, 65 DAKİKA KALECİSİZ, MORAL OLARAK YERLERDE SÜRÜNEN BEŞİKTAŞ çok fena söküp attı. İki gram şans, iki gram namuslu hakem, iki gram da sakinlik olsa sansasyonel bir sonuç bile çıkabilirdi Beşiktaş lehine.

Bugün Metin Tekin’in olağanüstü söyleşisini de dinledikten sonra önemli bir soru geldi aklıma. Size de sorayım..

Nasıl bir Beşiktaş istiyorsunuz? Rakipleri gibi algı ve manipülasyon yapan, medyayı boyunduruğu altına alan, federasyon ve hakemlerin iplerini elinde tutan bir Beşiktaş mı, yoksa aynayı kıran, hiç değilse futbol özelinde algı yağmurunu dindiren bir Beşiktaş mı?

Soru 2: Cevap 2. seçenek ise reçete nedir?

Dip Not: Mevcut yönetime olan itirazlarımdan dolayı beni de algıları yemiş bir adam gibi gösterene gönül koyarım  Algının kralını mevcut yönetim yapmıştır, yapmaktadır 🙂

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Çok güzel bir yazı hocam, elinize sağlık. Aynayı kıran Beşiktaş hayalimiz fakat mevcut şartlarda bu imkansız durmuyor mu sizce de? Ben Beşiktaş yönetiminin mevcut yönetimden daha mangal yürekli, daha cengaver, kısaca çok daha donanımlı olmasını bekliyorum. Beşiktaş yönetiminde yer almak kolay olmamalı. Beşiktaş yönetiminde özellikle başkanlık koltuğuna sahip olacak isim mümkün mertebe tartışılmaz bir isim olmalıdır.