içinde

Başlıyoruz..

Galatasaray’ı ve Fenerbahçe’yi izledik..

İki kulübün farklı dinamikleri var. Galatasaray, iyi bir kadro kurmuşsa, ülkedeki farklı odaklardan gereken desteği alarak bir şekilde şampiyon olur. Bunun için birinci öncelik, futboldan çok anlamasa da dominant bir teknik adamın başta bulunmasıdır. O dominant figür şu an yok Galatasaray’da.. Okan Buruk dominant bir figür olmadığı gibi bana göre taktik anlamda da büyük bir takımı yönlendirebilecek donanıma sahip değil. Altından kalkamayacağı kadar kalibresi yüksek isimler var kadrosunda..

Fenerbahçe’nin dinamiği ise çok daha farklı. Özellikle son 10 yıldır katıksız bir gerizekalı yumağına dönüştü bu camia. Dünyanın en kaliteli 18 oyuncunu getirse, buna ilaveten her maç lehine aptal saptal hakem kararları da verilse (ki veriliyor), medyanın bütün gücünü kullansa da (ki kullanıyor) bir şekilde kaybetmenin yolunu buluyorlar. Kaybederken de güldürüyorlar. Haklarını yemeyeceğim. Sırf bu komikliklerinden kaynaklı popülaritelerini camialarının büyüklüğüne yormaları da ayrı bir gerizekalılık… Dünyanın her yerinde komiklik popülerdir…

Gelelim Beşiktaş’a.. Mayıs ayında sezonu bitirdiğimiz kadroyu tam olarak korusak bile bu yıl şampiyonluğun ağır favorisi olurduk. Olmadı.. Yarın sezon başlıyor ve transfer döneminde kadrosunu geriye götüren tek takım biziz..

İzlediğim Amartey, umarım yanılırım ama bize sokulmuş 6 milyonluk yağlı bir kazık gibi görünüyor. Onana’ya zaman vermek gerekiyor. Bu konuda aceleci olmayacağım.. 

Avantajlarımız da var. Burak Yılmaz’ın kenarda muazzam bir efekti var. Tahminim ötesinde pozitif bir görüntüyle başladı yeni kariyerine. Bundan sonrası da güzel olur umarım.

Salih çok iyi başladı. 8+3 kuralında açık ara en dezavantajlı olan Beşiktaş’ın Salih ve Cenk’in sözleşme problemlerini bir an evvel çözmesi şart. 

Yarın sezon başlıyor. Eksik de olsak, kızgın da olsak Beşiktaş’a kavuşmak çok güzel.. Güzel başlasın, güzel bitsin..

Rast gele..

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

Bir yorum