Serdar Elmalarla armutlar karışıyor..
İki gün önce yönetimin genç oyuncu sözleşme ve yönetimine ilişkin ağzıma geleni söyledim. Korkunç hatalar yapıldığını, Beşiktaş’ın geleceğinin çok ağır yara aldığını, almasına müsaade edildiğini yazdım.. Yönetime ilişkin düşüncelerim de az çok biliniyor….
Bu işin elma kısmı..
Armut kısmı da genç çocuklarımız oluyor..
Aralık buldukları ilk kapıdan kaçmaları normal değil. 1 yıl daha kalsalar hem Beşiktaş’ın, hem de oyuncuların çok daha büyük rakamlar elde edebileceği ortadayken, Beşiktaş’ı köşeye sıkıştırıp oldu bittiye getirmeleri doğal değil..
Mevzu bahis olan Beşiktaş ise, babamı tanımam.. (Vallahi tanımadığım olmuştur, deplasmana kaçtığım için dayak yemişliğim vardır).. Sürecin sonunda Beşiktaş çok büyük zarar etmiştir. Bu zararda yönetimin payı olmakla beraber, oyuncuların payını görmezden gelemiyorum..
Gittikleri yerde ister başarılı olurlar, ister olmazlar AMA, başarılı olsunlar diyemiyorum.. Böyle konuştum diye kızan dostlarım varsa, kızmasınlar,, dertleşmek istiyorum..
DİP NOT: Dün akşam golcünün ne demek olduğunu hatırladık be kardeşim.. Weghorst’un tık diye içeri bıraktığı top yağ gibi eritti içimi.. Gerçek golcüyü ne çok özlediğimi hatırlattı..
2. DİP NOT: Volkan Bayarslan’ı izlediniz değil mi? İşte bu da Sabri Çelik tiyatrosunun ilk gösterimiydi. Yönetim ister tedbirini alır, ister almaz.. Ama geçen sezonki kepazeliğin devamı çarşıyı karıştırır.. Benden söylemesi…
Emirhan konusunda yönetimin ağır hizmet kusurunun olması, Emirhan’ın yaptıklarını mazur göstermez Serdar hocam..
Her iki tarafında suçlu olduğu pis bir meseleyle karşı karşıyayız..
Başkanı diline sahip çıkamayıp “Beğenmeyen(haşa huzurdan) anasının evine gitsin” derse eğer,
buradaki evin aslında evden öte bir şey olduğunu bilen çoluk çocukta aidiyet duygusu kalır mı?..
Kalmaz..
E, başkan öyle konuşursa,
Akil insanlar topluluğu olması gereken Yönetim kademesi, orta düzey bir taraftar ölçeğinde dahi düşünceli, tedbirli, basiretli davranmayı beceremeyip de bir çuval inciri rezil ederse..
Öte yandan bizim evlatlarımız, buldukları ilk fırsatta, sırf baba evinden kaçmak için üniversite eğitimini başka şehirde okumayı kafaya koymuş öğrenci halet-i ruhiyesiyle hareket ederse,
Özkaynak düzenini bu ülke gündemine sokmuş bir takım kaynaktan çıkan bebelerine değer vermez, sahip çıkmazsa,
Seninle ben, yani hepimiz, olana bitene akıl erdiremeyip, hırsından kendine ve aile hayatına zarar verecek ölçüde çıldırır, sabaha kadar yatakta dönmeyi bırak, koltuk üzerinde gözler faltaşı misali kuş avlarız canım hocam..
Bu işte, müdebbir bir müdür gibi davranmayan başkan ve yönetim %1.000.000 suçluysa şayet,
Bağrından çıktığı kulübünün yapmış olduğu bütün rezil hatalara rağmen, kopup gitmek için menajeriyle baş başa verip sözleşmede açık arayan Emirhan ve onun gibiler de suçludur..
Suçsuz olan bir sen varsın, bir de ben,
Yani biz varız hocam..
Eduega orada kendini paralasın,
Grande’yle Hamdi Bostan Avusturya’daki “hazırlık maçını” dahi gidip, yerinde izlesin.
Bizler burada birbirimize girelim, kahrolalım.
Beyler orada aymazlıkta tavan yapsın,
Takımı satmak için fırsat kollasın,
Yok yaa?..
Bırak hocam, bırak..
Bir sıtkım vardı, elimde kalan.
O da ha sıyrıldı,
ha sıyrılacak..
?????
?????
Zaten çoğu, amiyane tabirle, kuyruğu kıstırıp kürkçü dükkanına geri dönüyor. Ancak unuttukları şu: Artık Emirhan Eurohan gibiler döndüklerinde kapıdaki “Beşiktaş’ın Gerçek Evladı olmayanlar giremez” tabelasını görüp içeri giremeyecekler. Kendi düşen ağlamaz ??♂️.