Bu maç taraftarın da maçı!..

Dostlar kusura bakmayın ama son Sporting maçında taraftarı hiç beğenmedim. Aşırı derecede sönüktüler. Diyeceksiniz ki skor çok kötüydü, oyun kötüydü, milletin morali bozuldu falan filan.. Tamam hepsine -bir nebze- hak veririm ama kusura bakmayın da burası da Dolmabahçe! Beşiktaş taraftarı bu değil. 

Hakem bizim oyuncuya haksız sarı kart veriyor “aha” diyorum “şimdi ortalık yıkılacak uğultudan” ama o da ne.. Birkaç kişinin ıslığından başka bir şey yok. Kaleci atışı geciktiriyor, yine birkaç cılız vızıltı.. Olmaz, olamaz. Rakip sert giriyor, oyuncumuz dizine darbe almış acı çekiyor, o tribünlerin o rakibe sahayı dar etmesi lazım.

Bakınız bazı zamanlar vardır, değil takımı tüm camiayı bile tribünler taşır, reaksiyon verir.. Bu tür reaksiyonlar kimi zaman sezona damga vurur, bir tür kırbaç olur herkese.. Sahada en ufak olayı fırsat bilir ve “Burası Beşiktaş, sıkıysa bizimle uğraşın” dedirtir adeta. Kendi topçun olayı anlar, rakip olayı anlar, hocan olayı anlar… 

Aidiyeti hissettirmemiz gerekir bazen oyunculara. Bunu da taraftar ve tribünler olarak ancak ve ancak çılgınca reaksiyonlarla, gür sesimizle ve coşkumuzla yapabiliriz. Sadece maçtan sonraki üçlülerle olmaz bu iş. Moralin mi bozuldu, tamam, 3-4 dk şaşkınlık olur, susarsın, ama hemen kendine gelirsin ve var gücünle sahaya biz buradayız diye kendini gösterir, yüklenirsin. Bu çöplüğün horozu biziz dersin. 

İnanın ki bunu sahadaki oyuncular iliklerine kadar hisseder. Kendi oyuncularımızdan rakibe, sahadakilerden yedeklere, teknik direktörlerden hakeme kadar. Ki en önemlisi de hakemdir zaten, özellikle de bizim ligimizdeki eyyamcı hakemler. Eyyama fırsat vermeyeceksin arkadaş! Elini ayağını hatta ağzındaki düdüğü bile titreteceksin.

“Vodafone Arena”nın ilk açıldığı zamanları düşünün. Nasıl da hasrettik takıma ve kendi tribünlerimizde olmaya.. O hasretin de etkisiyle Lig, Şampiyonlar Ligi demeden her maçta nasıl da inletiyorduk ortalığı.. Gurur duyuyordum taraftarlarımızla. İnanın maçları bazen sırf tribünlerimizin coşkusunun keyfini sürmek için izliyordum.

Rakibin kulaklarını sağır ettik, oyundan çıkarttık, nice güçlü takımları şaşkına çevirdik bu sahada… Gene aynısını yapmak zor mu? Değil, değil de, sadece biraz daha tutkuya ihtiyacımız var. Sahada takım iyi oynar kötü oynar hata yapar ve saire.. Ama bizim için son düdük çalmadıkça skor ne olursa olsun ümit vardır. Maçı kazanmak için değilse bile, takımı şevklendirmek için, belki en azından bir gol daha attırmak için.. O bir golün nelere malolabileceğini geçen sezon gördük, o yüzden en iyi biz biliyoruz.

Ben küçükken Metin-Ali-Feyyaz’lı kadroların maçlarını izledim İzmir’de. İnanın maç İstanbul’da mı İzmir’de mi belli olmazdı. Fark etmezdi de.. Bir gol yediğimizde öyle yüksek sesle “Beşiktaş.. Beşiktaş” diye bağırırdık ki vallahi rakip gole sevindiğini bile anlamazdı. Bizim takım yediği golü tınlamazdı bile. Ve daha da bir coşkuyla rakibi boğmaya başlardı..

Neyse uzun ettim, kusura bakmayınız. Demem o ki, en azından şu derbiden başlayarak takıma ve tüm Türkiye’ye şunu göstermemiz lazım:

Hiç heveslenmeyin, buradan öyle kolay kolay çıkamazsınız. Rakip takım da hakem de olsan.. Oyuncumuza sert giremezsin, artistlik yapamazsın, bize kolay penaltı veremezsin, ucuz kart gösteremezsin. Bunları bir kere yaparsan da dünyanın kaç bucak olduğunu sana gösteririz. Orayı uğultu, ıslık ve yuhlamayla yıkarız. Ha yenecekseniz bile -afedersiniz- götünüzü yırtmanız lazım…

Şimdi daha da uzatmadan, mesela neler yapabileceğimizi, tribündeki baskı unsurlarını bir başka yazımda ufak tefek notlarla aktarmaya çalışacağım.

Burası Beşiktaş, Buradan Çıkış Yok!

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

Bir yorum

  1. Ben yillardir söylüyorum, tezahürat yalmaktansa ıslık ve yuhalama ile hakemide rakibide baskı altına alırız. Ayakta maç izlemeye bile gerek yok oturduğun yerden maç izle, hakem kararlarına göre reaksiyon göster zaten o statrakipler için işte o zaman cehennem olur. Yoksa 90 dakika boş boş bagirmanin anlamı yok, elbette tezahürat yapılan zamanlarda olacak fakat asıl yapilmasi gereken, aleyhimize verilen kararlarda reaksiyon göstermek, bunu herkes aynı anda yapınca zaten orası cehenneme dönüyor. Hakem rakibe kırmızı verince alkislayalim mi hakem psikolojikmen kendini bizden hissetsin ona göre karar versin. Kimse hakemler tecrübeli demesin herkes tuzağa düşüyor emin olun