içinde

Chris Rea..

Sağın, solun,

Yerin, göğün,

Herkesin, her şeylerin insanın üstüne üstüne geldiği zamanlarda..

Yumuşak, sakin, acelesiz,

Duygu dolu, yorgun bir su gibi akıp giden, melodik,

Bilge bir adamın anlayışla bakan gözleri gibi içe işleyen..

İnsanı, bir kadının elini tutarak çıplak ayakla sahilde, kumların üzerinde saatlerce yürümeye çağıran bir parça..

Rüzgarla saçılan upuzun saçları yüzünü dövecek, teninden yayılan o efsunlu kokusuyla seni senden alacak,

Gözlerinin derinliklerinde boğulacağın, yan yana yürürken omuzu omzuna değdiğinde kendinden geçeceğin bir kadınla..

Chris Rea..

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. İyi hissetmek bu kadar kolay işte..

    Birileri olağanüstü bir şarkı yapar, başka birileri o şarkıyı öyle özümser ki, yazdığı büyülü bir kaç cümle ile seni o şarkının içine atıverir..

    O şarkıda kaybolur, bir an gözlerini kapatıp bedeninde olumsuzluk namına ne varsa kapı dışarı edersin..

    Ön koşul, hayatta en az bir kere aşık olabilmiş olmaktır. Livaneli, Engereğin Gözündeki Kamaşma isimli şahane kitabında şuna yakın bir cümle fısıldar..

    ”Yeryüzünde insana zulmeden, acımasız politikalar yürüten bütün hükümdarların tek ortak noktası hayatları boyunca hiç aşık olmamalarıdır”..

    Şarkı için sonsuz teşekkür ederim. Listedeki yerini aldı..

    1
    • Bir insan, bu kadar mı iyi gelir bir başka insana..

      Sağın solun,
      yerin göğün,
      Herkesin, her şeyin üstüm(üz)e üstüme geldiği günlerdeyim zaten..
      Chris Rea dinleyeyim dedim..
      O sağaltır beni..

      Açtım önce “Blue Cafe”yi dinledim..
      Parça bittiğinde getirip bu şarkıyı koydu önüme YouTube’un algoritması..
      …..
      Hepimiz biliriz,
      bir şeyin gerçek bir değeri vardır en önce,
      Ve bir de bizim ona atfettiğimiz değeri..

      İlki nesneldir,
      Sonraki öznel..

      Daha başlarken kıskıvrak yakaladı beni şarkı..
      Tuttu, tutsak etti..

      O küçücük yazıyı yazdım Forumdaki dostlara..
      Ve şarkının linkini koydum, yazının altına..

      Lakin, insan aklı,
      durmuyor işte, durduğu yerde..
      Taştan taşa sekerek çağıldayan bir dere gibi akıp gidiyor, başlangıcıyla hiç alakası olmayan yerlere..
      …..
      On yıllar önce Chris Rea’yla tanıştırdığım çok sevgili bir dostum geldi ilkin, aklıma..
      Tanıyıp aşık olunca sanatçının bütün albümlerini toplayıp almış olan bir müzik delisi..

      Heyecanla çıkıp gelmişti günlerden bir gün yanıma,
      Bir büyük projesinden söz etmişti, çılgın bir heyecanla..

      Geride bıraktığı ve ileride yaşayacağı her yıl için bir şarkı bulacaktı..
      60 yıl için 60 şarkı listeleyecekti..

      Hayatındaki her yıl için kimsenin burun kıvıramayacağı,
      Dudak bükemeyeceği bir liste..

      “İyi ama..” denilmesi mümkünsüz 60 şarkı..

      “Bunu yalnızca müzikle sınırlamamak gerek aslında..” demişti, yine aynı heyecanla..
      60 şarkı,
      60 film,
      60 kitap,
      60 öykü,
      60 arkadaş,
      Belki de 60 aşk..

      “60 aşk ve 60 arkadaş mümkün belki.. Ama Müziği, filmleri ve kitapları 60’la sınırlamak mümkün olabilir mi?..” diye sormuştum, ahmakça..

      “Haklı olabilirsin.. 60 değil, 160 olsun o zaman..” diye yanıtlamıştı..
      …..
      Hayat bu,
      Daha doğrusu insanlık işte..
      İncirin çekirdeğini doldurmayacak basitlikte salak-saçma bir nedenle azıcık tartıştığımız bir gecenin ardından ayrı düşmüştük birbirimizden..
      Ve sonrasında geçen üç-beş yılın ardından kaybettiğimizi duymuştum, bir ortak arkadaşımızdan..

      Lök gibi oturmuştu yüreğime..

      Öncesini sonrasını hiç düşünmeden, sadece beğenmiş olduğum için sizlerle paylaştığım o parça beni alıp o dostuma götürdü..

      İçimi burkan acı, hüzün ve hasretle Foruma (tekrar) girip edit yapmak istedim..
      Yazımın altına..

      “Ola ki dinlerken bu şarkıyı,
      uçup giden zamanı,
      yitip gitmiş aşkları,
      göçüp gitmiş dostları da anımsarsınız..
      Ve gözünüzden tek bir damla süzülüp iner belki yanağınıza, kim bilir..”
      diye ilave edecektim ki,

      @serdar-bjk hocamın, henüz 14 saniye önce yazmış olduğu, o güzeller güzeli yorumunu okudum..

      O iyimserliğin üstüne o editasyonu yapmam olmazdı..
      Ters olurdu..
      Yapmadım..

      Ve üstelik, o güzel yorum, o düşkün ruh halime o kadar iyi geldi, o kadar destek oldu ki..
      Kolumdan tutup ayağa kaldırıverdi bir anda beni..

      Sağ olasın Serdar Hoca’m..
      Şu yanıtın en başında da dediğim gibi:

      “Bir insan, bu kadar mı iyi gelir bir başka insana..”

      Serdar Hoca’mın nezdinde, bütün dostlarıma,
      Saygılarımla,
      Sevgilerimle..
      ?????

      7
  2. Yani simdi biraz tuhaf olacak yorumum yine ama soyleden edemeyecegim. Bazi sarkicilarin hayatlarinda top albumleri olur. Efsane bir album yaparlar. Bu da Chris Rea’nin efsane albumudur. Icinde 1 tane bile kotu parca olmaz mi arkadas ya? Yok iste. Hepsi sahane. Ama sen gidip o efsane albumdeki en vasat parcayi paylasmisssin yine. Kotu demiyorum da o albumdeki en vasati. Tebrik ediyorum seni @sverisson.

    1
    • Tam olarak, bire bir, dediğin gibiydi Can Yoldaşım..
      Parçanın güzelliğinin ötesinde,
      Hissettirdikleri alıp götürdü beni bir yerlere..

      Az yukarıda, Serdar Hoca’mın yorumunun altına yazdım nedenlerini..
      Burada tekrarlamayayım boşuna..

      Şimdiki zamandan alıp beni,
      Kişisel geçmişimdeki kayıplarıma,
      Bitmek tükenmek bilmez aymazlıklarıma götürdü beni..

      Hayat işte be yoldaş..

      Hayat, işte biraz da bu..
      Hatta belki tümüyle bu..

      Belki de tam olarak bu!..

      1