içinde

Deniz Zamanı..

….

Gözlerinin önünden gitmiyordu, gözleri… 

İçkiden ifadesini yitirmeye doğru dönmüş pürüzsüz gergin yüzünün durgunluğuyla çelişen, buğday teninde daha da belirginleşen kocaman ve deli bir sevdayla bakan kahverengi gözler gitmiyordu bir türlü aklından. 

Ne yattığında, ne kalktığında… 

Hep öyle.. Deli gibi bir sevgi, büyük bir bağlılıkla; durgun ve derin, belli belirsiz bir gülümsemeyle bakıyorlardı hala…

“İşte, içini görüyorum .. Seni tanıyorum.. Seni seviyorum, her türlü.. 

Babam gibi seviyorum seni, sevgilim, aşığım, gizim gibi… Çocuğum gibi seviyorum, küçüğüm gibi” diyordu, ucuz ve saklı bir kıyıdaki meyhanenin loş ışığında üzerine dikilmiş bakan, yalnızca bakan gözler… 

Usulca “Tanıyorum seni, içini okuyabiliyorum” diyordu konuşmaksızın, yalnızca o dupduru bakışlarıyla…

“Peki, bu gecelik benim sevgilim olur musun?”

….

….

….

“Bilmem farkında mısın? Biraz önceye göre daha serin esiyor gibi geldi rüzgar..” dedi arkadaşı.. “İçeriden çıkınca daha iyi anlaşılıyor. Hava dönüyor mu ne?..”

“Bilmem doğrusu ben fark edemedim..” diye cevapladı, arkadaşını.. “Sana öyle gelmiştir belki de, mutfağın sıcağından sonra.. Hem keşke dönse…Ne bu sıcak böyle?..”

Güneş iyice alçalmış da olsa hava aydınlığından hiçbir şey kaybetmemişti henüz. 

Ortalık garip bir ışıkla yıkanıyordu. 

Kumsalda köpekleriyle oynayan çocukların haykırışları cılız sesler halinde ulaşıyordu bulundukları yere. 

Yeri göğü inletiyor olmalıydı çocuklar. 

Attıkları topun arkasından deli gibi koşuyordu köpek, peşi sıra da kendileri…

Ötedeyse deniz, sırtı hafif ürpertili ama hala kıpırtısız ve koyu maviliği ile durmaktaydı önlerinde. 

“Tam yüzme zamanı” diye düşündü. 

“Aslında şimdi, tam yüzme zamanı.. 

Bu dünyadan gayrı bir boyuta geçmek gibi gelir şimdi deniz insana. 

Serinliği ile kendine getirir seni. 

Yumuşacık sarar, sıcaklığını verir sana.. Huzurunu dinginliğini verir… 

Berrak saydam bambaşka bir dünyayı açar gözlerinin önüne, sakınmadan sunar, cömertçe… 

Orada, attığın her kulaçla suya giren havanın yarattığı milyonlarca kabarcığın, yukarı doğru çıkarlarken vücudunu fark ettirmeden okşadıklarını hissedersin. 

Şuradaki buradaki küçücük balıkların oluşturdukları toplulukların kısa ve dengesiz manevralarında yanıp sönen, gümüşlenen vücutlarını; biraz ileride son derece yavaş hareketlerle ama sabırla yer değiştiren birkaç deniz kestanesini görürsün. Vardığı yerde şöyle bir sallanır ve dengesini bulur kestaneler… 

İlerideki oturan bir kurbağanın ağzına benzeyen ve derinliğinde bir Müren balığının yaşadığı söylenen kayanın altındaki koyu karanlık içini ürpertir, uzaklaşırsın belli belirsiz hızlanarak… 

Öyle başka bir dünyaya geçmişsindir ki artık, sırt üstü dönüp de yukarıya, geldiğin yere doğru baktığında bir ayna gibi ışığı yansıtır, gelmiş olduğun dünyayı göstermek istemez sana deniz. 

Sahiplenmek ister. 

“Gitme kal burada..” der.. 

“Hayal bile edemeyeceğin daha ne gizlerim var sana sunacağım..” 

“Burada, benim karnımdaki yumuşaklığı, huzuru dışarıdaki o hoyrat dünyada bulabileceğini mi düşünüyorsun?” 

Hafifçe kımıldadı yerinde.. 

Kendi bile fark etmeksizin “Aslında” diye mırıldandı, 

“Tam deniz zamanı..”

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Arkadaşlar mesala ben Mehmet Can ı hiç tanımam.Antalyadan yazıyorum.Yaşım 49.Ahmet Nur Çebi benim gördüğüm en vizyonsuz başkandır.Mesele rakiplerin transferleri bizim geri kalmamız değil.Basın toplantısında gelir gider dengesini sağlıyacağım ,gelirler çok az diyor.Gelirler neden az diye soran yok.Ben söyliyeyim çünkü bunlarda gelir arttıracak proje yok,vizyon yok.Transferlerin açıklanış biçimi bile çapsızlıklarını gösteriyor.Çebi geldiği ilk zaman BJK tv yi kapattı.Yapılmış olan bir şeyi hemen kapat zarar ediyor diye,sen düzelt,ama o vizyon yok.Geldiğinden beri sattığı bir tane değerli transfer söyleyin.İyi oyuncu alırsan satarsın.Ne almayı ne de satmayı becerebiliyorlar.BJK ye kazandırdıkları bir tane gayrimenkül söyleyin,yok.Alt yapı ile ilgili bir yapılaşma gösterin yok.Rakipler Üniversite kurmuş,bunlar akıl bile edemiyor.Basket takımı son maç küme düşmekten kurtuldu.Ekol olmuş hentbol takımını yerle bir ettiler.Yaptıkları doğru bir şey söyleyin.Tesisleşme yok.Gelirler çok az.Doğru düzgün transfer yok.Oyuncu satma yok.Popülarite sıfır.medya gücü yok.Yaptırım gücü yok.Kale alan yok.Buna karşın borçlar katlanmış.Kısaca bu adamda vizyon yok,para yok,güç yok.Beşiktaş başkanlığını yönetecek vizyon yok.Bu göstergelerle yeni gelen bir çocuk neden Beşiktaşlı olsun.Bu adam derhal istifa etmelidir