içinde

Dört tane dübel + vida…

Bir görsel vardı denk geldi bugün. 4-5 katlı bir bina, dış cephesinde- sanırım 3.kat seviyesinde bir LCD televizyon asılı. Vay arkadaş buraya niye monte ettilerki diye düşünürken yanındaki kitaplık rafı gözünüze ilisiyor. Az aşağı bakınca moloz yığınını görüyoruz. Meğerse bina yıkılmış ve o yıkılan binanın bir cephesine duvar örme gereği duymamislar! Yanındaki binanın dış cephesi bunun iç duvari olmuşmuş… 4 tane vidanın tuttuğu televizyon ve kitaplık rafı sapasağlam; etrafındaki barınma alanı (!) yıkılmış… başka bir deyişle dübelle atılmış 4 vida, ev diye yapılmış binadan daha sağlam. Veya kafamızı soktuğumuz, yuva dediğimiz yer 4 tane vida kadar bile sağlam değil. Ne söylenebilir ki? Ne kadar bunlar? 2-3 milyon! Yani ortalama gelirli bir ailenin aylık 5 bin liralık tasarrufuyla 400-600 aylık emeğinin karşılığı… Yani 40-50 yılı diyelim. Nasıl? İyi mi? Ya da atadan kaldı desek, bir ömrün karşılığı… çalıştı didindi yaptı, dişinden tırnağından arttırdı, öldü çocuklarına kaldi gibi. Yani bir ömür= bir bina; bir 4 duvar! Nasıl? İyi mi? O da 4 tane vida kadar bile sağlam değil. Pamuk ipliği daha guvenilirmiş. Ömür pamuk ipliği bile değilmiş…

Bir iki gündür mantar gibi çoğalan vandalizm körüklemesi videoları görünce dedim bu iş boka saracak. Sardı da… aslı varsa yağmacı diye 3 tane genci döve döve öldürmüşler, videosunu çekip gururla paylaşıyorlar. Yorumlar çok fena, “elinize sağlık” falan diye gazlıyorlar hala. Ne yapıyorsunuz diyen yok gibi. Küçük hırsızlığa tahammülümüz yokmuş meğerse, büyüğüne el pençe divan beyefendi diyoruz, oy verip gel bizi yönet diyoruz. Bize -4 vida kadar olsa yeter- ev yap, başımızı soksak yeter diyoruz. Hukuk sistemi yok, adaletimizi (!) kendimiz sağlıyoruz. Sosyal hizmetler yok, sağlık sistemi çökmüş, sosyal dayanışmayı kendimiz yapıyoruz. Sınırları delik-desik, elini kolunu sallayarak giren çıkanın belli olmadığı memleketin kolluk kuvvetlerini (?) iki üç tane meczup yağmacıya (?) işkence yapıp paylaşıyor diye alkışlıyoruz. Ağzımızdan salyalar aka aka hem de. Ohh olsun diye diye. Peki büyük talancilar? İklim krizlerinin sebebi ekolojik yagmacilar? Siyanürle altin çıkaran, ormanları katledip, denizleri doldurup, HES leri, nükleer santralleri bir bir memlekete dolduranlar? Yemiyor değil mi? Bunları da kemerle dövüp ohh çekebiliyor muyuz? Sıkıyor dimi biraz? Haa; sonra da dönüp hiçbir hücresinin sağlıklı çalışmadığı sistemin en koyu savunucusu oluyoruz değil mi? En Türk biziz, en Müslüman biziz, en doğru, en güzel, en cesur, dürüst, namuslu, zeki… ahlaklı diyecem de ironisini bile yapamıyorum… 

Deprem kuşağının göbeğine konumlanmış memleketin bugüne kadar bir tane bile acil toplanma merkezi inşa etmemiş olması fakat milyonlarca dolarlık insansız hava aracı projesi yapıyor olması neyle açıklanabilir? Koruyacak can yoksa siha miha ne işe yarar? 

Dağıldım gene özür dilerim. Sabahın yedisinden beri toparladigimiz malzemeleri ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. 23.00 gibi eve geldim, yorgunum fakat uyuyabilecegimi sanmıyorum. Dün bir arkadaş mesaj atti; abi erzak, peynir zeytin vs lazım bize diye. Ayarladım biraz götürdüm, iki paket yumurta vardı; birini geri verip “diğerlerine götürürsün abi” dedi… yakın biyerde bir zeytinyağı fabrikası tesislerini açtı Deprem bölgesinden gelen arkadaşlara. Makinelerin falan aralarına dahi yataklar serilip yer açılmış. Buraya da biraz yatak battaniye vs götürdük, ortamı görmeniz lazım arkadaslar; en baba walking dead sahnesinde göremezsiniz. Çaresiz insanların yüzlerindeki ifadeyi, korkuyu, öfkeyi anlatmam mümkün değil. Fakat mutlu olup dua ediyorlar bir battaniye için, bir yastık için. İşleri gitmiş, evleri barkları gitmiş, canları gitmiş… 400 bin kadar insan büyük bir belirsizlikle Mersine geldiler, daha da geliyorlar. Ne kalacak yerleri ne de yiyecek ekmekleri, paraları var. Nasıl olacak? Bir iki günlük mevzu değil ki. Hadi bugün yardım ettin, el verdin. Yarın? Diğer gün? Gelecek ay? Nasıl olacak? Yarın dört kişilik bir aileyi misafir etmeye başlayacağım. Başımla beraber; Allah ne verdiyse artık. Geri kalan binlercesi ne olacak? Nasıl olacak? 

Her musibette gözden çıkardığımız şey sadece eğitim olduğu sürece biz daha çook yaşarız bunları… deprem evleri yapmaya ne gerek var? Okullar var ya! Yurtlar var ya! Kapatın gitsin! Yerleştirin gitsin, birbirlerine ekmek verirler zaten! Acil durum koordine etmek lazım. Kapatın okulları tamam! Eğitim? Gerek yok! Bina yapacağız. Tamam yan binaya yapıştır gitsin, duvardan tasarruf! Olur mu? Olur! Halk öfkeli? Adam dövüp video atın tamam.! Ney? Suriyelimiymişler? Sınırdan ucmuslardir, daha fazla dövün! Depremde nargile icmistir bunlar! Seçim? Geçim mi? Seçim seçim! Yok yahu, ne seçimi daha yapacak çook iş var! Kim siker seçimi! Seçmişler zaten, habire habire… 

Oooofff!……

Patlayacağım ulan, yeminle patlayacağım…

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. 👏👏👏Harika bir yazı olmus..Yuregine sağlik guzel kardeşim..Hangi yaptiklarimiz “dort dubel,dort vida” gibi oldu..Sevgiyi,cezayı,odullendirmeyi ,adaleti vs.bile insanca kararinda yapamiyoruz..En azindan adaleti; dort dubel , dort vida gibi saglayabilirsek gerisi çorap sokuğu gibi kendiliginden gelecektir..İnsani degerli kilan bir adaleti tesis etmek yol haritamiz olacaktir..