Bu cocuk ilk ciktiginda o genc yasinda oyle isler yapti ki hepimiz “aboooo” dedik. Toy bir cocuktu. Bir gun topa cikti, calimi yedi biz de golu yedik. Cok iyi hatirliyorum o mac sonu o pozisyonla ilgili bir soru sordu sipiker “Daha cok gencim. Boyle goller yemem normal. Yine yiyecegim” dediydi. “Vaaaaay” dedim ve cidden tebrik ettin bu cocugu. Inanin ertesi hafta yone cikti yine ayni golu yedi. Sonraki haftalarda Ersin artik hep cikiyor, ama yemiyordu. Refleksleri sahane degildi ama oyun okumasi, cikislati, stoper gibi onde oynamasi sayesinde kurtaris yapmasina bile getek kalmiyordu. Tam bir modern kaleci geliyor diyordum. O sene 1 sampiyonluk 1 kupa kazandi kalede. Hem de o yasta.
Ersinin ozelligi genc yasina ragmen kendine guvenli ve hatta durmadan bagirarak geriden oyun kurmasiydi. Resmen sesi kisilana kadar bagirirdi her mac.
Sonra ne oldu? Bakin bu yasima geldim az futbolcunun bir anda bu kadar geri gittigini gordum. Akil almaz bir dusustu bu. Ileri gitse nerelere ogelebilecegini bile tahmin edemeyecegimuz bir yetenek yok olma asamasina geldi.
Ersinden geriye silik, korkak, kalede titreyen,cizgiden cikamayan, oynamamak icin adeta korkudan altina kaciran zavallu bir tip kalmisti. Franfurt macinda samini olarak soyluyorum kalecisiz oynasak 3 gol yemezdik. Cocuk bitmisti. Taraftar dayanamadi yuhaladi. Yuhalayanlara kizamiyorum cunku ben de sacimi basimi yoldum evde. Stattakileri dusunemiyorum bile.
Simdi gelelim buyuk TD nasil olunur?
Frankfurt macindan sonra GVB Ersini yuhalayan seyirciyi agir elestirdi ve hatta stada gelmesinler dedi. “Vaaaaaay” dedi taraftar. Kim oluyordu da boyle konusabiliyordu bu adam?
Bu adam kim oluyordu ben soyleyeyim. Ersinde isigi gorup onu tekrar hayata donduemeye calusan biriydi o. Belli ki Ersini kazanmak icin ugrasirken taraftarin yaptigi onu cildirtmisti. Ersin bir gecede boyle geri donmedi. Demek ki esek gibi calisiyormus.
Simdi gorunen o ki Ersin ölmemis. Sadece mental olarak cokmus. Su anda tek ihtiyaci destek. On libero gibi ceza sahasi onunde tekrar kalecilik yapmaya baslarsa iste o zaman op GVB’nin elini….
Sadece şahsi fikrim…
Ersin in fiziği mükemmel, boyu, cussesi çok yerinde. Ayağı da hiç kötü değil. Bunlar artı yönleri ama eksi yönleri de çok fazla.
Bir kere yavaş yani kedi gibi derler ya işte o yok Uğurcan in bize oynadığı maçlar gibi.
Ersin yenilebilecek her topu yiyor. Dün ya dışarı vurdular veya kalecinin üzerine.. Dün kötü oynadı demiyorum ama ya bu da çıkar mı dediğin hangi pozisyon var. 2 tane ciddi pozisyon var biri ilk yarıda ayağı ile çıkardığı diğeri ise maçın sonlarında açıyı iyi kapattığı için rakibin üzerine vurduğu…
Demem o ki yenilebilecek topları yiyen bir kaleci. Büyük takım kalecisi ise her zaman olmasa bile arada bir ya bu da çıkar mı dedirten kaleci olmalı.
Katiliyorum ama her zaman oyunu okuyan, topu kale cizgisinde degilde caza sahasi onunde karsilayan, sezgisi iyi kaleciyi tercih ederim. Kedi kaleci devri bitti. Ugurcan o manada Avrupada ilk 5’e oynatan hicbir takimin tercihi sebebi olmaz. Ancak otobus ceken takimlarda oynar. Her zaman soyluyorum muslere vasat alti kaleci.
Rıdvanın ayrılığından sonra çok zorlandı Ersin.. Şampiyon olduğumuz sene de çok basit goller yediği oldu… ama takımın Ghezzalı öyle böyle sırtlamıyordu takımı… Ersin daha genç kaleci gelişir.. fakat dünkü performansa göre Beşiktaş’ın kalecisi demek bence tek maç ile yanlış olur.. Mert maç aldığı çok oluyor ama sakatlık sorunu malesef başımıza bela.. Yerli iyi kaleci de yok piyasada düşündürücü.. GS de gelecek sene muslerasız kalacak onlarda çok zorlanacak
Çok biliyon