Eyyy genclik ! Nereye ?

Hangi genç yazdıysa alnından öpeyim.

MUHTEŞEM BİR YAZI……..

Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.

Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.

Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.

Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?

Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?

Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?

Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversitede okuyor?

Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?

Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında?

Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?

Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan vazgeçin.

Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?

Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz.

Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz.

Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz.

Siz gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz.

Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz.

Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini bekleyemezsiniz.

Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz!

Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı, yeni nesle eski nesilleri unutturan yetişkinlerde.

Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba?

Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!

Geçmişini unutturduğunuz bir nesle, gelecekten ödev veremezsiniz!

Bu yüzden aranızda, “Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!” diye konuşup durmayı bırakın!

“Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayın! Evet, 21 yaşındayım. Ama Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta değilim.

Çünkü benim babam II. Murad değil, hocam da Akşemseddin değil.

Zaten İstanbul da artık Fatih’in fethettiği İstanbul değil.

Kalın sağlıcakla…?

Alinti…

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Paylaşan sen olmasaydın şayet bu yazıyı, daha 4. paragrafta durur, gerisini okumazdım @aussie..
    “Bundan fazlasını okumaya hiç gerek yok..” derdim..?
    Ve kaybeden de ben olurdum elbette..?

    Neyse ki sendin, aktaran..?
    Başından sonuna büyük bir keyifle,
    Ama bir o kadar da üzüntüyle ve utançla okudum..??

    Kendi adıma çok teşekkür ederim, bu yazıyı bizimle buluşturduğun için..?

    @aussie ve pazar yazıları..
    Tekrar başladık mı yoksa?..
    Heyy-yoo!..
    ?????
    ?????
    ?????

    11
  2. Nedensizce şu satırların yazarına yaklaşıp -ellerimi arkada bağlamışım- hafifçe eğilerek;

    “Çıkar bakiim cebindeki telefonu!”

    der gibi okudum yazıyı?‍♂️???

    Ne var yahu, iyi ki gençsiniz ha! Bizde zamanında gençtikdiydik yani:))) bak pırıl pırıl gençlerimiz de var; @sverisson gibi?… hiç onlara bişey diyoz mu? Yok! Cıks! Hiç beğenmedim:)) peheeyyy peheeeyy! Biz zamanında büyüklerimizin yanında esas duruşta dururduk, heey gidi heyy! Anarşik bunlar anarşik! Neyi varmış yetişkinlerin, neyi varmış memleketin? İş beğenmiyolar iş! Yoksa var yaaa…

    Ecdadına da laf söylemiş bide, piüüü!

    ????

    Ellerin dert görmesin Aussie??
    Forum “form”una kavuşuyor mu ne?
    ????

    10
  3. eline emegine saglik abi iste bundan kaybediyoruz hep yaslilar bilir gencler fos cikar bayern münih 800 milyonluk takimi 35 yasindaki nagelsmana teslim ederken bizim 10 milyonluk anadolu takimi herhangi bi 50 yasindaki hocayi genc tecrübesiz görüp takimi teslim etmiyo almanyada merkel onca sene basbakanlik yapti artik yeter genclere ve baskalarina yol acalim dedi aday olmadi aday olsaydi koalisyona gerek kalmadan direk secilirdi bizim mal kibiratör fb macinda tamer hocayi tokatliyo müdahele ettigi icin gecmisi kaleci ve ögretmen olan biri onca sene ne bi kaleci ne de bi hoca yetistirmemistir isin özeti koltugu mevkiyi alan mezara kadar birakma niyetinde olmuyo

    12
    • Diğerlerine EVET.. Bir tanesi var ki sokakta ki bir Alman çocuğunun bile HAYIR diyeceği türden. Merkel değil, Kim gelirse gelsin Almanya da ”TEK ADAM’a teslim etmeme kararı” içlerine işlemiş; HİTLERİN YAŞATTIKLARINDAN SONRA.. Dünyanın en güçlü ekonomik yapısına sahip devletlerden biri Almanya da KESİNTİSİZ bir KOALİSYON vardır ve sonsuza kadar da böyle gider görünüyor acı tecrübelerinden sonra..

      • yalcin kardesim 50 yasindayim ve 41 seneden beri almanyada yasiyorum burda bi cdu/csu lu basbakan secilirse yardimcisi fdp veya spd den olur görev dagilimi burda kabaca ( derine girersek yazi uzar da uzar ?? ) ilk tek adam secilir ama yönetim secim sonrasi koltuk dagilimina göre koalisyon olusturur ve % 51 cogunluk olsa bile gecmisteki onca basbakan komisyonu kurarken eger baska partili olupda ona güveniyosa kabinede ona cekinmeden görev verir bizde ise a parti secimi kaybetti b parti geldimmi belediyedeki temizlik iscisine kadar herkes degistirilip kötü de olsa kendi yanci yalakasi yerlestirilir bu maalesef en dandik köy muhtarligindan en üst makama kadar ayni ve bu anlayisi da birakmadikca da bizden bisey olmaz sadece hep günü kurtarip cep doldurup her seyin icine ederiz

  4. sene 1985. ankarada hacettepede okuyorum. .merkez yurtta kalıyorum. dönem bitti herkes evine gitti. benim gidecek evim yok. kazandın ama biz seni okutamayız. çalışıp okuyacaksan git oku. bizi de bu yoklukta para için arama diyerek sorumluluğu üzrime atan ailem. günde bir öğün yemekle oda her akşam gittiğim samanpazarı nın en güzel kurusunu yapan bir lokanta. hesap öderken yediğin çeyrek ekmek sayısınıda söylüyorsun. bende hep dört çeyrek yiyorum hesap öderken bir kuru bir ekmek diyorum.. e dört çeyrek bir ekmek etmiyor mu..adam bir çeyrek parası alıyor bunuda kar sayıyorum. okul öncesi eğitim paramı çıkarmak istediğim için çalıştığım yerde seksen iki kiloya kadar çıkmıştım. artık başım dönmeye başlayınca hacettepenin öğrenci sağlıkta muayene oldum. kilom elliyediye düşmüş kan değerlerim kötüleşmek üzere. hap verdiler vitamin verdiler dönem sonunu getirdim. yurttaki herkesin okulu merkez yurt civarında benim okul gazi üniversitesinin kampüsü içinde. normal havalarda yürüyordum gidip gelirken. yaklaşık 5-6 kilometre..her ne kadar aç olsam da okula gittiğimde tuvaletin lavabosunun klorlu suyunu kana kana içince doyuyordum işte.
    evet başa dönelim dönelim onca olumsuzluğa ailemle okuyup okumama konusunu tartışırken okula geç başlama rağmen sadece iki ders veremedim. borçlar hukuku ve uygulamalı muhasebe. borçlar hukukundan kalmam hocayla tartışmamdan. bize ikide bir kenan evreni övüyor. büyük adam ülkeyi kurtardı. bakın bir işçi sendikalar yüzünden senede 6 maaş ikramiye kazanıyordu. sendika başkanları krallar gibi yaşıyordu. ben öğretim üyesiyim işçi kadar maaş alamıyordum. bize yazık değil mi.
    Ben en arkada oturuyorum. o hocanın dersinde ayağa kalkıp konuşan olmamış korkudan. adam hukukçu. ben başladım içimden geldiği gibi konuşmaya .. işçi sınıfına o haklar gökten zembille inmedi. o hakları alabilmek için yıllarca mücadele ettiler. grevler yaptılar aylarca. grev süresince o beğenmediğiniz sendikalar geçim parası ödedi. bazen polisler jopladı çoğunu. kimini aldılar içeri her türlü işkenceden geçirdiler. savaştılar mücadele ettiler. hocam siz ne yaptınız hak aramak için. sonra oturdum. böyle alkış yok. tüm sınıf elleri patlarcasına alkışlıyor. hoca şaşkın. elindeki kitabı james bond çantasına koydu sertçe kapadı. dersin ortasında çekip gitti. benimle aynı duyguları paylaşanlar sardı etrafımı. sarılanlar tebrik edenler oldu. sonraki derslerde asık suratlı bir hoca ve tüm sınıfı o dersten bırakan bir zalim. ben arkadaşlarım için üzüldüm ama ertesi yıl o hoca bizim okuldan affını istemiş hepimiz verdik dersi.
    Bir kez daha dönem sonuna geleyim araya konu katmadan. babama mektup yazdım.cevap yazdı sivas kangal a git orda genel formen benim arkadaşım. adı necati karagöz.selamımı söyle. durumunu anlat.seni işe alsın.
    fazla param yok.otobüs bileti alamam. doğu ekspresi kangaldan geçiyor mu. sordum geçiyor. aldım bir bilet. yanıma iki ekmek aldım içine malzeme alacak param yok. trende belki su vardır belki içilmez.ben bi su bidonu buldum doldurdum. ya Allah Bismillah dedim bindim. trende altı kişilik odalar var bilirsiniz. oturdum birine karşımda hali vakti yerinde olduğu üstündeki kıyafetten belli bir abi oturuyor. tren kalktıktan sonra yarım saat kaçamak bakışlarla birbirimizi tarttık. en son o dayanamadı e delikanlı kimsin kimlerdensin nereye gidiyorsun. ben kendimi tanıttım. sivas kangala gidiyorum abi. adam yahu bu geçlik nereye gidiyor. hepsi disco çocuğu oldu- macera perest oldu. oğlum züppelik yapmayın hippilik yapmayın. vatanınıza sahip çıkın.oturun evinizde ders çalışın. bak üniversite öğrencisisin. hippilik yapacağına bir işe gir çalışsana. nutkum tutuldu. adamın yanında ailesi çoluğu çocuğu var. o an aniden kalktım. abi haklısın dedim. eşyalarımı topladım. çıkarken ben hemen bir iş bulup çalışayım. adam arkamdan aferim hah şöyle adam olun canımı yiyin.
    İki vağon geçtim arada boş yerler olmasına rağmen. sonunda tek bir adamın oturduğu boş bir yer buldum.abi müsade var mı.gel bakalım delikanlı.
    Tanıştık.. abi kore gazisi. ben biraz sıkıntılı hayat yaşadım zannediyordum anlattıklarından sonra utandım.
    çocukluğu yokluk içinde geçmiş. aklı kemale erdiği anda büyük şehre gelmiş. çalışmış çabalamış muhtaç olmayacak kadar zenginde olmuş.sonra onu kıskanan en yakın arkadaşının iftirasıyla hapse düşmüş. hapiste kendisine tecavüz etmek isteyen adamı şişleyerek öldürmüş. Allahtan kore savaşı çıktıda gönüllü oldum kurtuldum. döndüm intikam peşinde koşmadım. hep geleceğe baktım umudumu kaybetmedim. ürettim.yeni hayat kurdum. bu yüzden umudunu kaybetme.. hayat sana hiç beklemediğin anda bir şans kapısı açar.
    tren kangala varmadan yavan ekmek yediğimi gören abi çantasından tulum peyniri çıkardı. al arasına kat öyle ye. al işte ummadığın anda açılan bir kapı.
    Nihayet otostopla da olsa sabah indiğim trenden öğleden sonra satrale vardım. necati karagöz ü buldum. babamın selamını söyledim. durumumu anlattım. gözleri doldu. burda benim oğlumsun dedi babanın emanetisin. yarın işe başla evladım. başladım.. babamın beni proje okuma konusunda yetiştirmesiyle mühendis kadar olmasa da işimi yapıyordum. zaten takıldığım yerde macar mühendisimiz hiç ayrılmazdı yanımızdan. ona sorardım. o güne kadar ayda bir kazan paneli çıkarmış imalattan. ben mesai yaparsam hem daha çok kazanırım hem de daha çok panel çıkarırım dedim. dört ayda birinci ünite için iki ikinci ünite için altı tane panel ürettim ekibimle. macar mutlu necati abi her panel bittiğinde primde yazdı sağolsun. okula dönme zamanı beni proje müdürü odasına çağırdı. macar mühendis necati abide orada. sana bir teklimiz var. okulunu bırak. maaşına zam yapalım. bizimle uzun yıllar çalış hayatını kur. benim için hayatımın kırılma noktasıymış. kabul etsem okulun ikinci sınıfında yaşadıklarımı yaşamıyacağım. belki hayatım boyunca sıkıntı çekmeyecektim.. ama ben beni affedin ben okuyacağım. ama söz gelecek yaz yine burdayım…
    zaten ben okurken kış sert geçmiş fazla bir şey yapamamışlar gittiğimde macar dahil boynuma sarıldı. bitirdik o yaz santrali.
    @aussie kardeş bir zamanlar yaşlılarımız bize bu gençlik nereye gidiyor diyordu.belki onlara da büyükleri..şimdi biz size.. belki yarında siz gençlerinize… kapitalizim senin bizim ülkenin nereye gittiğine bakmaz. güçlü olanın düzenidir. zayıfların kanıyla beslenir. karşıtları ise elinden geldiğince o kan emici hortumları kendine ve çevresine taktırmamak için savaşır…
    tedavi zamanım geldi.kalın sağlıcakla.

  5. abi bu yazida dizi tv olayi gezi de leyla ile mecnun ekibi var diye leyla ile mecnun bi emir sonrasi aninda yayindan kaldirildi ve milletin gazini almak üst emir vereni onun müdahelesi olmamis gibi göstermek icin bi 104 bölüm cekildi sezon acilisi sezon finali oldu ama tarihi diziden osmanli vs vs orda olan ekiplere bisey olmadi ve halen yayindalar millettin gülmesini cok gören insanlar var bu ülkede

  6. Yukumuz cok agir derken,bunu kastediyordum. Bizim kusagi tam lacka ettiler.Okulda en son dayak yiyen nesil biz,soz hakki verilmeyen nesil biz,evlatlarimizi nasil yetistirmemiz gerektigi kendi cocuklari tarafindan nasihat edilen biz..!!! Ooofff anamyanmisim ben..!!! ???. Saka bir yana sorumluluk buyuk.Yeni jenerasyonu hazirlama sansimiz var.Herkes kendi kapisinin onunden baslarsa,sevgi,saygi,toleransla asilamayacak problem gormuyorum.