içinde

Genel hatlar

Maç görece iyi mi geçti?

Eh işte…

İlk yarının ilk 15 dakikası ve ikinci yarının ilk 15 dakikası olmak üzere toplam yarım saatlik bir maç oldu Beşiktaş için.

Sorunları birkaç başlık altında, belli başlı olarak anlatmaya çabalayacağım sadece…

Öncelikle ileriye top taşıyamıyoruz.

Maç saatinde de yazmıştım, yineleyeyim, tüm maç boyunca öne doğru oynayan iki oyuncu vardı takımda. Birisi Masuaku, diğeri Emirhan. Masuaku asist yaptı, Emirhan asistin asistini.

Bununda başlıca sebebi Beşiktaş’ta ciddi bir 8 numara sorunu mevcut olması. 8 numara olmayışı dolaylı olarak 6 numaranın açığını da fazlasıyla hissettiriyor. Chemberlain o bölgenin oyuncusu değil, asla da olabilecek bir potansiyele sahipte değil. İşin enteresanı ne zaman ki bundan vazgeçtik, takım ikinci yarının başında daha etkili oynamaya başladı. Gedson 6, Mario ve Chemberlain çift 8 olarak oynayınca ikinci yarıdaki 15 dakikalık bölüm takımın en etkili olduğu zaman dilimi oldu.

Şu konuya da değinmiş olayım buraya parantez açarak. 6 numaradan beklentimiz ne? İkili mücadele kazanması, dönen topları toplaması, açığı kapatmak için koşması, gerektiğinde geriye hızlı dönmesi, gerektiğinde kendisi topla beraber öne çıkması vs. vs. E takımda Gedson tüm bu işleri yapmıyor mu? Top kazanıyor, ikili mücadeleye giriyor, gerektiğinde hızla dönüyor, ön kanatların açığını kapatıyor, dripling yaparak topu öne taşıyabiliyor. Fizikten kaybediyor derseniz, Atiba’da fizik olarak çok kalıplı değildi ancak bu dediklerimizi rahat yapıyordu. Dolayısıyla rahat 6 numara oynayabilecek Gedson, neden hiç bu pozisyon için denenmiyor anlamış değilim. Hem de bu kadar ihtiyaç varken!

İkincil olarak ileride top tutamıyor, atağı şekillendiremiyor ve olgunlaştıramıyoruz.

Önceki başlığın devamı gibi olacak ancak… 6-8 numaraların tam bu karakterlere uygun oyuncular olmaması da ileride top tutmayı veya atağı olgunlaştırmayı mümkün kılmıyor. Oğuzhan ve Atiba’yı örnek aldığınızda her ikisi de ceza sahasına giren yada etrafında pas opsiyonu olmaya çalışan orta sahamız maalesef yok. Gedson, Rashica’nın golünde iki kez pas opsiyon oldu. Önce pozisyonun başlangıcında kanada açılarak, sonra da içeri kat ederek topa müdahale etmeye çabalaması gol ile sonuçlandı. Dolayısıyla orta sahada oynayan oyuncuların ceza sahası içerisinde veya etrafında olmaları daha fazla pozisyon bulmamızı ve atakları olgunlaştırmamızı sağlar. Tabi bu orta saha oyuncuları ile bu pek mümkün olmuyor.

Öte yandan; Rafa Silva’nın tam bir 10 numara olmaması da bizim için bir sorun teşkil ediyor. Zira Rafa pasör bir 10 numaradan çok, gizli forvet gibi oynuyor. Mustafa Denizli’nin deyimiyle 10,5 numara gibi. Golde var, dripling var, kanatlarda var ama pas opsiyonu olma konusunda ciddi sorun var. Doğru düzgün 8 numara da olmayınca ileride top tutmak ve pas yapmakta ciddi sorunlarımız oluyor. Bununda bir sebebi var elbette. Rafa özellikle ilk 5 haftadaki kendisini sakatlamaya yönelik sert oyundan ve maaşın gecikmeli ödenmesinden kaynaklı mutsuzdu. Sert oyun geçti ancak kulübün içerisinde olduğu bu çalkantılı halden zannedersem bunalmış durumda. Kağıt üzerinde en iyi ve en etkili oyuncumuz olsa da hücum mantığımızın daralmasındaki sebeplerden bir diğeri. Satılsın yada gitsin demiyorum ancak hücumu inanılmaz etkilediği çok aşikar.

Bir diğer sebebi ise ve bence başlıca sorunumuz İmmobile’dir. Zira İmmobile futbolu bırakmadıysa da futbol onu bırakmış gibi. Semih girene kadar Trabzon’un stoperleri hiç zorlanmadı neredeyse. Ne uzun toplarda, ne yerden gelen toplarda. Hepsini ayağından çok rahat aldılar. İkili mücadele yok, hava topu yok, önde basma yok. Sonu nasıl olur bilmiyorum ancak kral gibi karşılandığı yerden torbayla uğurlanacak gibi. O kadar futboldan uzak. Maç saatinde bilgisayarda yada playstation’da oynasın artık demiştim, bir iki gün önce Twitter’da birisi maçtan hemen sonra gece 2 de oyunda online olduğunu gösterdi. Sanırım ne denli futboldan uzaklaştığını bu bile gösterir bize.

Bir diğer sorunumuz, Semih. Semih’i yerden yere vurmanın ben pek mantıklı olduğunu açıkçası düşünmüyorum artık. Semih gerçekten çok güçlü, çok sağlam, çok karakterli bir çocuk ancak topla ilişkisi de bir o kadar kötü. Bana bazen Deli İbo’yu (İbrahim Üzülmez) hatırlatıyor. O da asla kafasını toptan kaldırmazdı. Hatta birisinde kendisine bu kötü özelliği söylendiğinde Deli İbo da şöyle demişti, “Kafamı kaldırsaydım, Real Madrid’te oynardım.”

İşte tam da bunu Semih’e anlatmak gerekiyor. Henüz 19 yaşında. Çok toy. Yıldız ben olmalıyım edasıyla gidiyor. Sadece gol atarak değil, takım oyuncusu olarak da yıldız oyuncu olabilir. Mario Gomez misal attığı 26 golün dışında 6’da asisti, 13 asistin asisti var. Öte yandan Weghorst 6 ay kaldı ancak 18 maçta 9 golün dışında 4 asisti, 5 asistin asisti var. Bunun kendisine gösterilmesi gerek. İlla defansla boğuşmadan, gerektiğinde pas vererek, pas opsiyonu olarak, pas istasyonu olarak, gole giden pası vererek yada bırakarak yine yıldız olur. Bunun içinde kafasını toptan kaldırıp etrafını görmesi gerek. Başını dik tutup toptan kaldırması içinde isterse boyunlukla antrenman yaptırılsın isterse yakasına toplu iğne takılsın Kuzey Kore askerleri gibi. Ancak bunun ona bir şekilde yaptırılması gerekiyor. @dr.can hocam bu da sanırım senin soruna cevap oluyor.

Burada başka bir şeyde dikkatimi çekti. Kırklarelispor maçında Semih, Fahri ve Mustafa ile oynarken ikisine de sürekli pas atmaya çabaladı. Daha paslı oyun oynamaya çabaladı. Acaba gerçekten takımda ayrımcılık, yani Türkler ve yabancılar diye bir ayrışma mı söz konusu? Geçtiğimiz aylarda Serdar Topraktepe hatırlarsanız bununla suçlanmıştı. Hala da yardımcı antrenör olarak devam ediyor. Burası da başka bir başlığı getiriyor.

Serdar Topraktepe sorunsalı

Açıkçası ben Serdar Topraktepe’nin devam etmesini de doğru bulmuyorum. Kendisi yaklaşık 6 yıldır Beşiktaş gibi bir kulüpte alt yapı ve üst yapıda teknik direktörlük yapıyor. Böyle bir şans inanın çoğu kişinin rüyasında bile başına gelmez. Bu 6 yıllık süreyi kendisini geliştirme konusunda doğru kullanamadığını düşünüyorum. Zira halen bir alt yapı hocası edasıyla hareket ediyor. Daha öncesinde hoca gelmeden oynattığı futbol, şimdilerde ise taktik anlatımlarında hep bir yardımcı teknik adam yada teknik adam gibi değil, hala genç takıma hitap ediyormuş gibi hareket ediyor. Tabi bu benim şahsi gözlemim. Belki birazda yukarıda bahsettiğim takım içerisinde ayrımcılık yapılıyor iddiaları da beni bu şekilde düşünmeye itmiş olabilir bilemiyorum.

Birde takımı hocaya tanıttığına ilişkin bir bilgi vardı ona da deyineyim. Ben Olé’nin oyuncuları kendi başına tanıması gerektiğini düşünüyorum. Bu oyunculara karşı bir ön yargı oluşturabileceği gibi, hocanın Haziran ayında kalacaklar – gidecekler listesini yapmasına da etki oluşturabileceğini, bu nedenle de kendisine teşekkür edilip altyapıya tekrar yollanmadan, direkt olarak yolların ayrılması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla.

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Bu harika değerlendirmelere eklenenecek bir lafım sözüm yok.
    çok teşekkür ederim.

    Beni rahatsız eden bir konuyu dile getirip nasıl aşabileceğimizi sormak ve öğrenmek istiyorum:
    Topu ayağına alan oyuncumuza uygun pas opsiyonu oluşturamıyor yahut oluşturduğumuz opsiyonları çeşitlendiremiyoruz.

    Rakip oyuncuların hepsi doğal olarak süper lig seviyesinde.
    Hepsinin alan kotrol refleksi mevcut.

    Oyuncumuzu karşılarına aldıklarında çevre kontrolüyle atılacak pası alabilecek oyuncularımızın açısını da kapatıyorlar.
    O zaman da bizimkiler gözüne far tutulmuş tavşan gibi şamşırıp kalıyorlar..

    (Bkz: ilk 10-15 dk’lık sürede ts forvetlerinin top defanstayken Emirhan’a yaptıkları baskı. Topu çıkartacak adam bulamadı çocuk..)

    Böyle bir durumda dripling ve çalımla ileri akacak yetenekte oyuncu sayımız kısıtlı.
    Açığa kaçıp kendini göstererek top isteyen kimse de (en azından yeterince) yok.

    E, bunlar olmayınca akan bir oyun da yok.
    Olmuyor, çünkü nasıl olsun?..

    Sence de böyle bir sorunumuz var mı?
    Şayet hemfikirsen benimle, sence de mevcutsa böyle bir problem, çözümü nedir @aliberber89 hocam..

    Tekrar teşekkür..
    Sevgiler, saygılar..

    2
    • Buna birçok alternatifle çözüm bulunabilir üstadım. Birkaçını sende söylediğimde anımsayacaksın zira biz bunun çözümünü tee Biliç zamanında yapmıştık.

      Nasıl mı? Öncelikle stoperler kanada açılır, 6 numara merkeze gelir ve pas opsiyonu oluşturur, 8 numara da merkezin sağında yada solunda başka bir pas opsiyonu oluşturur. Bunu Atiba çok uzun süre yapmıştı.

      Bunun decamında on numara ve forvet sırtı dönük olarak merkezde top alır ve rakip ortasaha o opsiyonları kapatmak için merkezi iyice kapatır.

      İkincisi pozisyonun devamında merkez kapatıldıysa kanat bekler çizgiye basar ve yine pas opsiyonu oluşturur. Bunu Caner ve Gökhan’dan hatırlarsın. İyice kanatlara açılır ve top alıp driplingle ileri taşırlardı.

      Bir diğeri ise kanatları merkeze çekip on numara ve forveti ileri doğru atmak ve defans arkası koşu göstermeleri ile olabilir. Misal yeni stadın ilk golünü Mario Gomez attığında merkezde golden önceki iki pası merkezde yapan Olcay ve Quaresma ikilisi. Üçüncü olarak Sosa’ya topu bırakıp asisti yaptırmışlardı.

      Daha örneklerini arttırabiliriz. Her şeyden önce oyun mantığımızı tam olarak oturtmak. Şuan bir mantıkla ilerlemiyoruz. Hücum oynamak istiyoruz ama şablonlarımız yok, planımız yok, organizasyonumuz yok. Biraz hede hüdü, birazda bireysel yetenekle buralara kadar geldik.

      Bunun içinde bireysel çalışmadan çok takım olarak taktik çalışmalara ağırlık verilmeli. Misal dar alanda 5e 2 pas çalışması yerine yarı sahada 9’a 7 hedefli pas çalışması yapılması daha uygundur. Ne işe yarar dersen, kondisyon kazanmak, saha içi organizasyonunu oturtmak, oyunculara motor pas becerisi kazandırmak, gelen rakibe karşı yarı sahada çıkış opsiyonlarını çoğaltmak, rakip yarı sahada ön alan presini uygulamak, alan daraltmak gibi çalışmalara katkı sağlar. Yorucudur ancak çok daha etkilidir. Zannedersem sene başı GvB bunu yapıyordu ancak oyuncuların kondisyonları düştükçe bundan vazgeçildi. En son antrenmanda yine 5e 2 pas çalışmasını gördüm.

      Kısaca iyi antrenman programı, saha içi iyi organizasyon, bilinçli ve kondisyonlu oyuncularla çözülebilir bir durum üstadım söylediklerin. Ancak bu oyuncu grubuyla zor olduğunu düşünüyorum.

      1