Gündönümü..

Yergide de övgüde de ölçülü olmaktır amacım. Yergide kantarın topuzunu kaçırmışlığım da olmuştur. Beşiktaş Kulübü’nde öyle bir 3 yıllık süreç yaşandı ki bu sürece ne kantar dayanır ne de topuz. Dayanmadı da.. İşte geldiğimiz nokta…

Kaseti 3 ay öncesine saralım. Bu kulaklar Hasan Arat’tan neler duydu?

1. 2 yıldır hazırlanıyorum. Bütün birimlerimle göreve hazırım.

2. Transfer çalışmalarımız hazır. 2 büyük kulüpten 2 önemli oyuncuyla anlaşmış bulunuyoruz.

3. Beşiktaş’ın kaybedecek 1 günü bile yok.

4. Bana sansür uyguluyorlar, projelerimizi anlatamıyoruz.. 

5. Beşiktaş’ın bütün borcunu 4 yılda sıfırlayacağız.

6. Amatör branşlar ve basketbolda büyük projelerimiz var. Bahçeşehir’le birleşerek Eurolig’e yelken açacağız.

7. Beşiktaş’ın iletişim politikası çok kötü, buna yönelik güçlü bir ekiple geliyoruz.

Yönetim el değiştirdiğinden bu yana anlamlandıramadığım şeyler oldu. Bunlara ilişkin birkaç soru sorup, kendi çapımda küçük bir değerlendirme yapmak istiyorum.

1. Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar’ın bulundukları konumlarda Beşiktaş’a ne gibi katkı yapmaları amaçlanmıştır? Bu amaçlar karşılanabiliyor mu? 

2. 5 oyuncunun kadro dışı bırakılma süreci doğru yönetildi mi? Yürüyüşleri beğenilmeyerek kadro dışı bırakılan oyunculardan Ghezzal ve Aboubakar neden affedildi? Rosier neden gönderildi, 3 alt versiyonu olan Svensson neden getirildi?

3. Beşiktaş’ın mevcut kadrodan önümüzdeki yılın kadrosuna koyabileceği sadece 3 oyuncu varken, ara transfer döneminde en azından 2 kaliteli oyuncuyla iskeletin oluşturulmaya başlaması gerekmez miydi?

4. Beşiktaş aleyhine korkunç hakem kararları harlanarak devam ederken, ANÇ’ye sert eleştiriler getirten Hasan Arat bu sürecin hakkını verebildi mi?

5. Beşiktaş’ın iletişim problemi çözülebildi mi? İngiltere’den getirilen stoperle ilgili olarak çıkan ilginç haberin ardından, bu transfer panik halde mi yapıldı? Ve Beşiktaş’ın önceliği şu an kiralık bir stoper mi?

***************

Çok sevdiğim bir İran atasözü vardır. “Nasıl indireceğini bilmediğin eşeği dama çıkarma.”

Görünen o ki, Hasan Arat seçim öncesi vaatlerinin altında ezilmiş durumda. Ve bu çok olağan bir tabloydu. Beşiktaş’ın ne kadar berbat durumda olduğunu bilen herkes, bu vaatlerin ancak bir sihirli değnekle gerçekleşebileceğini biliyordu. Bu arada Semih’le yapılan ”serbest kalma maddesi olmayan yeni mukavelenin de” çok kıymetli bir iş olduğunu belirtmek isterim.

Şu dakikadan sonra yapılacaklar bellidir.

Çıkıp, Fikret Orman gibi, camianın içinde bulunduğu durum açık bir şekilde ifade edilmelidir. İzlenecek süreç hakkında detaylar açıklanmalıdır. Sakin ve rahat bir yapılanma için süre ve sabır istenmelidir. Bu açıklamalarda PSG başkanıyla çekilmiş fotoğraf kullanılmaması da fayda sağlayacaktır.

Beşiktaş’ın önümüzdeki yıl; İYİ BİR KALECİYE, 2 İYİ STOPERE, EN AZ 3 TANE TARTIŞMASIZ KATKI VEREBİLECEK ORTASAHA OYUNCUSUNA, SAĞ VE SOL BEK MEVKİLERİNE ALTERNATİFLERİYLE EN AZ 3 OYUNCUYA, SAĞ VE SOL ÖN BÖLGEYE KALİTELİ AYAKLARA, PROFESYONEL BİR AKLA VE EN ÖNEMLİSİ KALİTELİ BİR YERLİ OYUNCU HAVUZUNA İHTİYACI VAR..

Hepsi aynı anda olmayacaksa, ki bu bir ütopyadır, ilk tuğlaları doğru koyarak 3 yıllık bir planlamayla bu süreç taçlandırılmalıdır. Bu sebeple 30 yaş üzeri futbolcu haberi görünce kalp ritmim değişiyor.. 30 yaş üzeri topçu Sosa ya da Gomez ise problem yok.. Vasat altı oyunculara da bu kulüpte artık yer yok..

Ve en önemlisi; federasyonun açıktan Beşiktaş’a karşı yürüttüğü savaşa net hamleler bekliyorum. Mehmet Büyükekşi kim olursa olsun, hangi güce sırtını yaslarsa yaslasın, Beşiktaş’ın yanında sinektir. Bu bilince sahip olmak, kararlı adımların atılmasına yardımcı olacaktır.

Aynen Hasan Arat’ın sözüyle yazıyı noktalıyorum. 

Beşiktaş’ın kaybedecek bir günü bile yok sevgili başkan! 5 aylık hayati bir süreç başladı sizin için. Kolaylıklar ve şans diliyorum..