içinde

Hemen göze çarpan iki büyük sorun

Takımın kolayca gözlemlenen irili ufaklı bir sürü sorunu var. Durduk yerde ortaya çıkan kaleci rotasyonu gibi. Ama bence iki büyük sorun var ki, çözümü zor. 1. Ne yazık ki doygunluk. Geçen seneki hırsın yarısına sahip oynamıyoruz. Bu biraz taraftara bile sirayet etti. Geçen seneki ölüm kalım haftalarının heyecanını ben de içimde bulamıyorum. Bu belki de Türkiye’de tüm takımlara-camialara sirayet eden bir hastalık. Çabuk doyma ve çözülme. Bu başlamadan büyük oranda önlenebilirdi. Her yere pahalı transfer yapılacağına Can Bozdoğan gibi başarıya aç genç yerlilerin yetiştirilmesi, organize edilmesi ve oynatılmasıyla. Asların oynamadığı geçen hafta Güven’in hırsı buna bir örnek. Yoklukta takımın başını çekti. Serdar, Güven, Can, Salih gibi aç oyunculara (yeteneklerini pek sorgulamadan hırslarına ve ispatlama çabalarına odaklanarak ve elbette hepsini bir anda olmasa da en az ikisi beraber (Ersin ve Rıdvanla 4 genç edecektir böylece)) her ne şartta olursa olsun yer vermek buna çözüm olabilir. 2. Ne yazık ki bu çözümü daha zor, belki de imkansız olan sorun. Batşuayi ne yazık ki Abubakar’ın ne sırtı dönük top tutan ve hareketliliğiyle takımı hücum alanına yerleştiren işlevselliğine ne de son vuruş becerisine sahip. Takımın sistemi bu tarz bir santrforla işlemiyor. O tek başına hücum presleri falan bana 90’lar tarzı gibi geliyor. Yani amaç günah keçisi bulmak değil ama hücum alanında topun kalamadığı bir oyuna sürükleniyoruz bence onunla. Çok gitgelli çok ortada maçlar. Pyaniç ve Alexten birini almayıp Batşuayiye verilen parayı da bir kenara koyup ayağı düzgün sırtı dönük top oynayabilen birisini alsaydık keşke. Ama olmuşa çare yok sonuçta.

Umarım bir an önce düzeleriz.  

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

Bir yorum