içinde

Hoca, Defans, Hat, Satıh..

Hoca Portekizli, bilmez, normaldir.

Biz Türk’üz, aklımızdan çıkmaz, zihnimize kazınmıştır, unutmayız..

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır..” emrini ve belki daha doğrusu doktrinini birileri fısıldamalı hocanın kulağına..

Hocanın felsefesi sağlam defans anlayışıdır.. Olabilir.. Kendi görüşüdür.. Belli ölçüler dahilinde saygı duyulabilir..

Buradaki sorun şurada: Takım savunması dendiğinde akla defans dörtlüsü geliyorsa şayet.. O dörtlüye istersen dünyanın en babalarını koy, bir rakibe karşı başarılı olsan, ikinciye takılırsın, haydi onu da geçsen üçüncüde ağır patlarsın..

Ne siz ne de hoca, bilmiyor olamazsınız.. Takım savunması en önden, 9 numaradan başlar..

Hocalar neden ayağı düzgün kaleci, geriden oyun kurabilen stoper arıyorlar?

Futbolda hücum da en gerideki adamdan başlıyor da ondan..

Bizim takımda kanatlar beklere yardın etmez, santrfor orta sahaya, orta saha ise defansa..

E, öyle olunca da rakip oyuncular hiçbir dirençle karşılaşmadan gayet canlı, gayet diri bir biçimde, güle oynaya, oyun akışkanlıkları engellenmeden, örselenmeden bizim defans önüne kadar geliyor ve oradan aralara sızıyorlar..

Garibim defans oyuncularıyla kaleci de üçünü hücumu engellese, dördüncüye kucak açıyor, istemeden de olsa..

An itibariyle hocamızın futbol felsefesinin, “oyunu rakip sahaya yıkmak” olmadığını yaşayarak öğrenmiş bulunuyoruz..

Ne yazık ki hocamız, savunmayı ön planda tutan bir oyun anlayışına sahip..

İyi, peki, tamam.. Ona da lafımız yok.. da, orta sahaya savunmayı destekleme görevini sopalaya sopalaya kabul ettirmediği müddetçe bizler bu takımdan göze hoş gelen bir oyun ve sonrasında ıçte ya da dışta alınacak puan yahut puanlar beklemeyecek, beklesek dahi göremeyeceğiz bu durumda…. 

Çünkü bunlardan biri olsa diğeri olmayacak gibi görünüyor mevcut durumda.. Puan alsak oyundan keyif almayacağız.. Güzel bir oyuna şahit olsak(!!!) puan kazanamamız pek zor olacak galiba..

Alemin yeni yetmesi okan’ın yaptığını yılların kurdu Santos’un becerememesi öyle bir dokunuyor ki kanıma, sormayın gitsin..

Neyse, “Dur bakalım n’oolacak?..”

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Dogru tespit, ben de daha önce bi paylaşımımda ilerde kaptırdıgımız topları hemen kalemizde atak olarak gördügümüzü yazmıştım. Bunun adı artık oyun disiplini midir, konsantrasyon mudur, motivasyon mudur, kondisyon eksikliği midir her ne ise bunların halledilmesi lazım. Ligde iddiasız durumda olmak büyük dezavantaj. Hocanın şansı varsa maçlarda ilk golu atabilirsek maçı kazanma şansımız da o kadar yüksek olur.

    • Ligde iddiasız durumda olmak, evet, büyük dezavantaj, kabul ediyorum.
      Ama, aynı zamanda en büyük avantajımız da bu..

      Şu anda, örneğin, koy sol beke Terzi’yi..
      Koy 8’e Demir Ege’yi lig sonuna kadar.
      Kim ne diyebilir ki sana?..

      Harbi harbi 4 – 5 – 1 oynat veya 3 – 5 – 2 yahut o kadar savunmacıysan ve gündemdeki deyimle geçiş oyunu meraklısıysan 4 – 6 – 0 oynat..
      Bir maçın bir yarısında tam pres yap.. Yık oyunu rakip sahaya, bayılt rakibi.. Sen de bayıl..
      Sonra, aynı maçın 2. yarısında gömül kendi sahana, kapan, otobüs çek..

      Bir maçta, örneğin, hilafsız herkes 12 – 13 km koşacak de,
      Sonra, bir diğer maçta gömül kendi sahana, herkes en fazla 10 metre öne/arkaya/sağa/sola koşarak rakibi karşılasın de..

      Yani, ne bileyim? Zorla işte oyuncularını..

      Her birinin sınırlarını test etmek istiyorsan böyle test et..
      😕🙂🤐