Beğendiğim, youtube kanalını da takip ettiğim Ahmet Bozkuş’ un zihnimde kalan güzel bir videosunu bırakıyorum. Zararlı hırslarımızdan, doymayan gözümüzden, üretmeyen zihnimizden, zamana ve teknolojiye yenik düşen bedenimizden ruhumuzun tamamiyle arınması ve huzura kavuşması dileğiyle…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin
Simdi videoyu izledim de bu hikayeyi anlatan bilge arkadasin kafasiyla dunya hala ilkcag tarim toplumu duzeyinde yasiyor olurdu. Mars’i falan birak biz hala Afrika kitasindan cikmamis olurduk. Nitekim Turk koylusu o kafada yasamaya devam ediyor hala. Ben simdi onlara ozenmelimiyim?
Hayir yenilikçi olmak, üretmek (ki üretemeyen zihnimizden şeklinde belirttim), insanoğluna faydalı olabilecek her türlü ilerlemeden kastetmiyor ya da etmiyorum. Aslında günümüz Türkiye’ sinde üretmeden hergün uzaya giden bir zihniyet var ? işte tam bu kişilerden bahsedilmekte.
Bana biraz 2 lokma 1 hirka tavsiyesi gibi geldi :)))
Saygi duyarim :)))
Hunharca eksiye bastım deli… hikayenin gelişime açık olmayı veya ilerlemeyi elestirmedigi gayet açık… kaldı ki gelişim olarak açıklanan birçok olgu yozlaşmadan, talandan, kan emmeden başka bir şey değil… Homosapienin Afrika Kıtasından çıkışı daha fazlasına sahip olma isteğinden değil ki; yaşayabilecek yer arama gayretinden ibaret. Türk köylüsü tam olarak videodaki gözünü hırs bürümüş elemanın kafasında. Bu yüzden toprak uzlasmazligi davaları yığınladır adliyelerde. Komşusunu bırak kardeşiyle dahi anlaşamaz Türk köylüsü toprak- mal mülk konusunda. Kan davalarının temel çıkış sebebidir. Bunun gelisimle bi alakası var mı? Tamamen aptal hırsı… hikayenin ana fikri bunun üzerine. Yani insan doğasındaki aç gözlüluk üzerine; çok da güzel anlatmış… Mars’a gitmeyi hedefleyen zihniyet, bu gezegeni iliğine kadar sömürmüş olduğumuzu bilmekte ve bu sebeple istila edeceği yeni alan, kaynak arayışında; başka bir şey değil… İste bu sömürme; hikayede anlatılan “daha fazla” istemenin, “ihtiyaçtan fazlasını” istemenin doğal sonucudur. İlkçağ tarım toplumunu günümüz modern(!) toplum seviyesine çıkaran(!) şey düşünmesi, evrilmesi ve gelişmesiyse de bunu insanin “ihtiyacından fazlasını” istemesiyle aciklayamayız… Hatta tam tersi, bu isteğin evrimi farklı yöne çektiğini de söyleyebiliriz…
Her neyse; yani evet… Bu arkadaşın kıssadan hisse hikayesinin karakterlerine “özenmeliyiz” deliciğim:)
Hatta ve hatta;
Tek yol devrim (hikayedeki ana düşünce ile) güzel kardesim:))