içinde

Kurt Kanunu- 3

2. BÖLÜMDEN DEVAM

Yazımda kullanılan dil çok değişikti..

Orta Anadolu’nun daha çok Çorum, Çankırı, Yozgat yörelerinde kullanılan; batılı kentsoylu kişilerin kulağına fazlasıyla değişik gelen, alışması pek de kolay olmayan çok farklı, çok yabancı bir konuşma ağzı kullanılmıştı romanda..

Büyük Mal’da anlatılan öykünün Osmanlının son zamanlarından başlayıp Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan bir zaman diliminde geçmekte olduğunu, romanda bir dönemin çöküşünün ve ardından gelen yeniden doğuşun anlatıldığını, ilk ikisi “Yediçınar Yaylası” ve “Köyün Kamburu” adını taşıyan bir üçlemenin son kitabı olduğunu öğrendim, sonra..

Kent insanına fazlasıyla değişik gelen eğlenceli üslubuyla esir aldı beni, önce kitap, sonra da Kemal Tahir..

Takip eden günlerde Yazar’ın başka kitaplarını da okudum, büyük bir keyifle..

Yediçınar Yaylası,

Köyün Kamburu,

Karılar Koğuşu,

Sağırdere,

Körduman,

Eşkiyalık olgusuna trajikomik bir anlayışla yaklaşan o harika roman: Rahmet Yolları Kesti,

Ve sonraki yıllarda, diğerleri..

Okuduğum her kitapla birlikte biraz daha sevdim, biraz daha bağlandım Kemal Tahir’e..

Bu arada akrep ve yelkovan durduğu yerde durmuyor, duvarda asılı Saatli Maarif Takviminin yaprakları hiç çaktırmadan ama hiç de durup eğlenmeden birer birer kopup boşlukta bir yerlerde yitip gidiyor, 

Yani, niteliği gereği durduğu yerde durmuyor, sürekli koşuyordu ne yazık ki bir yerlerden bir yerlere doğru zaman..

Nasıl olduğunu anlayamadan bitiverdi, mesela, okul.

Öğrencilik yıllarının özlenesi günleri geçti, gitti.

Bir başka seviyeye atlayıverdi nihayetinde hayat.

Adına İş yaşamı denen o hengame başladı,

Bu yeni dönemin günlerinden bir gün, yaşadığım kentte, bir yerlere doğru yürümekte iken, ana cadde üzerinde, kaldırım kenarında açılmış bir tezgahta gördüm onu..

Başında fesi, gözünde yuvarlak siyah gözlükleriyle ağzını açmış dişlerini gösteren kocaman bir kurt başı illüstrasyonu vardı kapağında:

Kurt Kanunu – Kemal Tahir..

Aldım elime, şöyle bir karıştırdım, rastgele birkaç sayfasını okudum önce..

Arkasını çevirip baktım sonra..

“Kurtlukta düşeni yemek kanundur..” diyordu yazar, kitabın arka kapağında..

“Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen “İzmir Suikastı” olayına karışan ve karıştırılan tarihsel kişilerin gerçek dramının romanı”..

Basım yılı?

1982..

Fiyatı?..

250 lira!..

Sudan ucuz, o vakitler için.. Aldım gitti..

(DEVAM EDECEK)

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin