içinde

Kurumsal zamazingolar…

@Ali Berber kardeşimiz o kadar güzel anlatmış ki… Aslında daha fazla konuşacak bir şey bırakmamış bize. Destek anlamında birkaç kelam etmek istedim.

Adam tivit atmış ”hala anlaşma yok” diye. 5 dakika sonra bir daha, 10 dakika sonra tekrar… yarım saat sonra şöyle yazmış: ”bu ne rezalet!”… 1 saat sonra ”bu yönetimden bir cacık olmaz” … yazıp yazıp kendimizi kurmaya devam ediyoruz. yüzlerce hesap var böyle, beş dakikada bir mesaj atıyorlar, etkileşimleriyle beraber binlere, milyonlara geçiyor bu panik havası. istemeden de olsa hepimiz bu değirmene su taşımaya devam ediyoruz. Yönetim haklı, Sergen haklı, taraftar da haklı… 

Kim haksız peki?

Yönetim haksız, Sergen hoca haksız, taraftar da haksız!

”Eee, ne sikim lahana turşusu bu amk!” denilecek bir durum değil mi tam? 

Naçizane fikrimi beyan edeyim:

Ortada dönen tartışmalar temelde hatalıdır. Şöyle ki; Sergen hoca başarılı olmak istiyor, o yüzden kadro planlaması şöyle böyle. Bu başarılı kadro yapılanması tartışılmayacak bilimsel gerçeklik midir? Tek tek bakıldığında hepsi üst düzey sporcularla başarılı olabilmek sarsılmaz kanun mudur? Bence değil; milyonlarca örnek sayılabilir olmadığı hakkında. Tersi de aynı şekilde. Bu mu hocanın anlaşmaya varamadığı konulardan birisi? En azından öyle söyleniyor diyelim. İşte burada bahsi geçen ”BAŞARI” yı açmamız gerekiyor. Hoca kendisi mi başarılı olmak istiyor kariyer planlamasına göre? Yoksa yıllarca sürecek, kemikleşecek, sürdürülebilir bir kulüp kimliği mi? Bu sene ŞL var, ”başarılı” olmamız lazım! Yok ya! En son orda ”başarılı” olduğumuzda, ligde devreyi 29 puanla kapatmıştı Pepe’li, Adriano’lu kadro. Bu mu başarı? Bir sene sonra ne oldu acaba? Sportif olarak da ekonomik olarak da? Burada şunun oturması lazımdır: Sürdürülebilir başarı. Bunun yolu da: 

-alttan her sene en az 2-3 oyuncuyu üste kazandırmak, 

-scoting’le her sene en az 2-3 oyuncu bulup takıma monte edebilmek, 

-her sene en az 2-3 oyuncu satabilmek 

-ve yüksek maliyetli bağlayıcı sözleşmelerden uzak durmaktır.

Bu konularda mı tartışılmış ve anlaşmaya varılamamıştır? Maalesef hiç ama hiç sanmıyorum. (böyleyse kendimi tenzih ederim; ortada net bilgi yoktur) Şu maddelerin dışında her ne konuda anlaşılamama sebebi var ise popülist yaklaşımdan başka bir şey değildir. Bir taraf bunları istiyor, diğeri ayak diretiyorsa; hangisi ise artık, bertaraf edilmelidir. Başka yol yoktur! 

Yönetim açısından ”BAŞARI” ne anlam ifade etmektedir, ona bakalım bir de… Görevi teslim alınandan, verilen tarihe kadar geçen süredeki mali bilanço değişimi kıstastır. Bu süre içerisindeki sportif başarılar işin süsü, kartvizitidir.(yönetime göre) Sürdürülebilir kulüp yapısı oluşturulması birinci hedeftir; asli görevdir. Dünyanın hiçbir kulübünde yönetimler salt sportif başarı üzerinden değerlendirilemez. 100M harcanılıp kazanılan sportif kazanç 20-30M olarak geri dönüyorsa hiçbir yönetim başarısından söz edemeyiz. Kulüplerin genetik bir karakteristik yapısı vardır; ”sürdürülebilir yapı” planlaması yapılırken göz ardı edilmemesi gereken en önemli şart budur. Yani birçok yerde olmayabilir ama bizde ”feda” dediğiniz zaman onun vazgeçme değil; romantik bir meydan okuma olduğu algılanır. (çok ama çok yakışıklı bir duruştur.) Demem o ki; eğer yönetim genetik kodlarımıza dokunmadan yukarıda saydığımız maddeler üzerinde çalışıyor ve hocayla bu konular üzerinde anlaşamıyorsa taraftar baskısı falan demeden bu işi sonlandırmalıdır. Tersi ise bir dakika bile işgal etmesinler makamlarını. Çok para istiyordu, bütçe istiyordu mazeretlerinin ardına sığınmasınlar. Tartışılacak en önemli konular yukarıda saydığım maddelerdir; gerisi şovenizm…

Son olarak taraftar olayına bakalım. Taraftar açısından ”BAŞARI” nedir? Takımın her sene şampiyon olması mı? Sanmıyorum. Öyle olsa bu kadar taraftarımız olmazdı herhalde. Her sene şampiyonluğa oynaması mı? Belki… Kısmen… Taraftarın görmek istediği sanıyorum -kendisinde olan- aidiyet duygusu… İstiyoruz ki topçusu da, yöneticisi de, antrenörü de kendimiz gibi olsun. Milletin beşini kabul etmesin bizde üçe oynasın falan? O dünyalar biteli çok oldu maalesef, bunu bir kabullenmemiz şart artık. Bu değişimle beraber -kulübün sürdürülebilirliği- taraftarı olduktan sonra belki özlem duyduğumuz temaşayı izleyebiliriz. Bunu sağladığımız andan itibaren her on yılda dört-beş şampiyonluk alır geri kalanında da zirveye oynarız. Efendim? Yetmez mi? peki:)))  Unutmadan şunu da ekleyeyim, taraftar olarak sahada güzel oyun görmek istiyoruz değil mi? Bu senenin çoğunda bize keyif veren oyundaki bileşenlere bir göz attığımızda burun kıvırdığımız Necip’in, Welinton’un, N’Sakala’nın, Larin’in nasıl katkı verdiğini gördük sanıyorum. Başka sorum yok hakim bey:))

Son olarak; yönetimi eleştireceğimiz konu şu olsa gerek: bu kadar bilgi kirliliğine müsaade etmek nedir arkadaş? Tamam her şeyi kabak gibi anlatmayın kabul ama azıcık gazımızı da alın arada bir be birader:) 

Acilen bir iletişim departmanı ve sözcüsü oluşturun! Varsa da bunu lağvedip, düzgün çalışan yenisini oluşturun!   

Hasta etmeyin lan adamı:)))                

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Benim anlamadığım konuda şu gecen sezon son 10 haftayı forvetsiz oynadık şans eseri kazanılan bir şampiyonluk bu Kırk yılda bir olur ancak . Sergen hocada, bende ve eminim ki hiç bir taraftarda bir daha son haftalardaki aciz duruma düşmeyi istemez. Yani atanınla tutanın iyi olacak gecen sene bu adam alt yapıdan kaleciyle şampiyon oldu. Şimdi Sergen hocanın degerini milletin gözünde düşürmeye çalışıyorlar . Hocada biliyor mali durumu ben şukadar istiyor bu kadaristiyor diy3n hiç kimseye inanmıyorum . Bu adam Diego Costayı istiyorsa bir şekilde alacaksın madem şampiyonlar ligi gelirini seneye kullanabilicez limitte o zaman sözleşmeyi ona göre yaparsın dersinki bu yıl 1000 € 2. Yıl 1.50 m€ bunu Trabzon bile yaptı Sturridge yi getirirken adamlar 2000 + 2000 + 2000 gibi bi ödeme planı yaptılar abi bizde yapalım. Biz sürekli magdur olmak zorundamıyız bu limit sadece bize mi var ben anlamıyorum. Artık bizimde bu islere kılıf uydurmayı ögrenmemiz lazım. Hepimizin Motivasyonu düsüyor insallah bu iş yarın çözülürde hepimiz rahat bi nefes alırız.