içinde

Nefes..

10. haftada ligden kopmuşsun, 10 tane antrenör değiştirmişsin, 2 başkan görmüşsün, üstteki takımların her birinden 50’şer puan fark yemişsin, Avrupa kupalarında fecaat sonuçlar almışsın, en etkili oyuncular kadro dışı kalmış, en değerli oyuncu kulübede şafak sayıyor, medyadaki programların son 5 dakikalık dilimlerinde bile adın geçmiyor, ve işin daha acı kısmı gelecek de pek parlak görünmüyor..

Hayatı Beşiktaş’la idame ettiren bir adam için ne acı bir tablo..

Hobi olarak bakmaya alıştığın puan tablosuna bir kez bile bakmıyorsun.. Hesap kitap yapamıyorsun.. Spor gazetelerine uğramıyorsun bile.. Spor kanallarının yerini belgesel kanalları almış.. Futbolla bağını koparma kararı alıyorsun, defalarca..

Sonra gözüne yeşil zeminde tepinen beyaz formalı hergeleler ilişiyor. Hem vallahi hem billahi verdiğim bütün sözler muğlaklaşıyor.. Maçın sonucunda ne elde edilebileceğini unutuyorum. Tek isteğim beyaz formalıların kazanması oluyor. Öyle ki, ekranda falanca ligin falanca kümesinden bir maç oynanıyor, adını bile bilmediğim takımın forması beyazsa, farkında olmadan o takımın kazanmasını istiyorum.   

Biliyorum takım vahim durumda.. Biliyorum federasyonun başına üşüşmüş bir karganın tek derdi Beşiktaş’ın daha vahim durumda kalması.. Biliyorum Beşiktaş lehine karar çıkmaz, Beşiktaş’ın faydasına bir iş cereyan ettirilmez, hakemse hakem, kurulsa kurul, ellerinden gelen her melaneti esirgemezler bu takımdan.. Biliyorum, bu koşullar altında Beşiktaş’ın peşinden gitmek akıllıca değil..

Ama aklını rehin verenler için akıl nedir ki?

Bugün oturdum, çoluğu çocuğu kayınvalideye gönderdim, berjeri televizyonun 1 metre önüne yerleştirdim, sehpayı çekip üç şişe arpa suyuyla Beşiktaş’la kucaklaştım..

Mesele Emre B. gibi bir soytarının mağlup edilmesi değil.. Mesele Atakan isimli hadsiz bir veledin alt edilmesi değil.. Mesele Beşiktaş’ı kendisine denk görme gafletine düşmüş Ankaragücü gibi iğrenç bir oluşumun devrilmesi de değil..

Mesele bizzat Beşiktaş.. Mesele bizzat uzun bir aradan sonra iddialı bir maçın heyecanını yaşamak..

Ve hayatın cilvesi olsa gerek,

Tarihinin uzak ara en berbat durumundaki Beşiktaş’ın önünde artık 2 önemli maç var.. Bu iki maçın ikisini de alması halinde bu kayıp sezonu 2 kupayla kapatma şansı var.

Öte yandan sezona 7 kupa hedefiyle çıkıp, 7 tanesini de ıskalayan, şampiyonluk için Türkiye Kupası’ndan, Avrupa kupası için süper kupadan, lig için Avrupa kupasından ve Avrupa Kupası için ligden vaz geçen, 100 puanla puan rekoru kırıp lig 2.’si olan Fenerbahçe’yi bir hayli geride bırakma olasılığı da hem komik hem de çok komik olacak..

Uzun bir aradan sonra rahat bir uyku çekecek olan tüm Beşiktaşlı dostlarıma sevgiyle..

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. E şimdi Samurai Bey’le Hamdi Hocamın başlattığı bir harekete sekter tavır alacak halimiz yok.
    Benden de aynen, anasını satiim.
    Şu farkla ki tv’ye mesafe 1 değil 2 metre,
    Önümdeki masada 3 şişe değil, 1 koca şişe. Ama o şişeden 3 sağlam şat!.

    Sonuncu fark, saygıdeğer hatunum evin dışında değil, yanımda.
    Hemen sağ tarafımda.
    Sessizlik Yemini etmiş bir mürit misali, mık çıkartmadan oturur vaziyette..
    E, neden peki, diye sormayasın sakın @serdar hocam.
    Hepi topu bir maçı rahat rahat seyredeyim diye kadıncağızı rahmetli kayınvalidemin yanına şutlayacak değildim ya canım?
    O kadar da değil yani..
    Cık, cık, cık, cık..

    Hamiş: Yazının “Şampiyonluk için Türkiye Kupasından,
    Avrupa kupası için Süper Kupadan,
    Lig için Avrupa kupasından
    ve Avrupa Kupası için ligden vaz geçilmesi” kısmı, akıllara zarar bir ibretlik olayla ilgili “kayıt düşmek” gibi gibi olmuş, tarihe ki,
    Daha ne olsun..
    Doğrusu, Aşk olsun!..
    👍👏🙂😏😎🤍