içinde

N'sakala, Özkahya ve Konyaspor Maçı Üzerine..

N’sakala Beşiktaş takımında oynayabilecek yeterlilikte midir değil midir mevzusu sonuna kadar tartışılabilir. Konya maçında yaptığı hatanın affedilecek bir tarafı olmadığına da hemfikirim. Ancak..

** N’sakala’ya çıkan ”bilhassa” ilk sarı kart, rakiplerimizin oyuncularına çıkar mıydı?

** Bizden başka bir ”büyük takım” 20. dakikadan sonra 10 kişi oynamaya mahkum edilir miydi? (Fb- Başakşehir maçında gösterilmesi gereken kırmızı kartın ÇIKARILAMADIĞINI hatırlamak gerek)

** Bizden başka bir büyük takımın, 10 kişi kaldıktan sonra Konya maçında çalınmayan KABAK GİBİ bir penaltısı es geçilir miydi? (Es geçilmediğini yüzlerce kez gördük)..

** Bu soruların cevapları ortadayken, Halis Özkahya’nın Beşiktaş maçlarını yönetmemesi için her hangi bir futbolcumuzu tokatlaması mı gerekiyor? Bu sezon A.gücü maçında hiç ettiği golümüz dahil, Beşiktaş maçlarındaki skandallarını saymakla bitiremiyorsak, saymaktan vazgeçip, SAYDIRMAYA başlamak gerekmiyor mu? Bu hakem arkadaş bundan böyle Beşiktaş formasını sadece vitrinlerde görmeli. Şakası yok bu işin..

** Takımın Konya maçında 10 kişi kaldıktan sonra sergilediği oyun ve inat, her türlü saygıyı ve gurur gözyaşını hak ediyor. N’sakala yaptığı hatayı acı şekilde anlamıştır umarım. Bu sezon sonuna kadar N’sakala dahil her oyuncuya çok ihtiyacımız olduğu unutulmamalı. Yetenekleri konusunda ben de olumsuz düşünsem de, N’sakala’nın karakteri, aidiyeti, takımdaşlığı ve mücadelesine saygı duyuyorum. Önder Özen’in Ersan için kullandığı tabiri ben de N’sakala için kullanabileceğimi düşünüyorum. Bu tarz adamlar çimentodur. 

** Ez cümle, Konya maçında gösterdiğimiz başkaldırı, sezon sonu için güzel bir ışık yaktı. Sakatlıklar ve talihsizlikler minimum düzeyde yaşanırsa, biz bu işi hallederiz arkadaş. İnanıyorum..

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Bu oyuncumuza karşı taraftarımızın sergilediği genel yaklaşımın aksine, N’Sakala’yı beğeniyorum..

    Ciddiyim..

    Elbette Rosier, Ghezzal, Abou, Souza, Atiba, Necip, Rıdvan gibi oyunculara duyduğum ölçüde, yani hayranlık derecesinde değil bu beğenim..

    Ama hızını, hırsını, çevikliğini, güçlü fizik yapısını, hücuma katkısını, işini yapma konusundaki ciddiyetini beğeniyor, takdir ediyorum..

    Yeterli midir, değil midir?
    Daha iyisi olur mu?
    Olursa nasıl olur, kaça olur bilmem..

    Bildiğim N’Sakala’nın gayet iyi, gayet yeterli bir oyuncu olduğudur..

    Özellikle bu maçtaki hatalarına gelince,

    Arka arkaya gördüğü iki sarının ilki, evet faul, ama asla sarı değil..

    İkinci hareketi bence de sarı.
    Ama o sarıyı da oyuna olan hırsından, takıma duyduğu aidiyetten ve galiba/ne yazık ki -en azından o dakika itibariyle- zekasının ihtiyaç molası vermiş olması sebebiyle gördü..
    Başka açıklaması yok çünkü..
    Ancak ne yapalım, futbol bu, olur bunlar..

    Tosic de arka arkaya 2 gol sallamamış mıydı kendi kalemize?..

    Bütün bu hatalarına rağmen, N’Sakala yine de bu takımın oyuncusudur..
    Hata yaptı, eyvallah..
    Takımı eksik bıraktı, kabul..

    İyi de, dikkat edelim.
    Oyundan atılmayan Ljajic ne yaptı geçen maçta, ne oynadı?..

    Valla, Ljajic gibi etliye sütlüye karışmasın, sittin (60) sene boyunca ne kart görür ne bir şey..

  2. N’Sakala yoklukta mecburen kullandığımız eski bir el feneri gibi. Yolu çok aydınlatmıyor ancak zifiri karanlıkta yürümekten iyidir, diyorsun. İdeal şartlarda, limitin olmadığı bir dünyada kulübün kapısından bile geçemez. Ancak mevcut duruma göre en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Hayırlısı ile bir şampiyonluk gelsin de , ayakkabımızdan bu taşları bir bir dökeriz…