içinde

O Mahur Beste..

Şenlik dağıldı, bir acı yel kaldı bahçede yalnız

O mahur beste çalar, Müjgan’la ben ağlaşırız

Gitti dostlar, şölen bitti, ne eski heyecan ne hız

Yalnız kederli yalnızlığımızda, sıralı sırasız

O mahur beste çalar, Müjgan’la ben ağlaşırız..

.

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı

Güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı

Hoyrattı gülüşleri, aydınlığı çalkalardı

Gittiler, akşam olmadan ortalık karardı..

.

Bitmez sazların özlemi, daha sonra daha sonra

Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara

Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara

Geceler uzar, hazırlık sonbahara..

.

“Kahır günleriydi.. 

Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi.

Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… 

Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra…

Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım..

 Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm”.

(Atilla İlhan)

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Yıllardır ne dinlemekten ne okumaktan ne de anlamaya çalışmaktan bıkmadığım bir dahidir Attila İlhan.. Kim bilir onun tırnağı kadar olabilsem, onun yazdıklarına yakın şeyler yazardım.. O, yazdığı her şeyde benim içimden kopanları yazdı. Hiç es geçmedi.. Sadece benim mi? Selim’in, Esra’nın, Serkan’ın, Zeynep’in, Murat’ın içinden geçenleri de yazdı.. Sadece onların mı? Dinleyen kim varsa dinleyene kendisine ayna tutma imkanı verdi.. Bu yüzden dahidir, bambaşkadır..

    Ve bu olağanüstü şiir..

    Mayıs ayının kasvetini, bu şiire konu olan fidanların kıyımını daha güzel hangi sözler anlatabilirdi?

    Gece gece zihin açtın, mutlu ettin canım Ustam.. Var ol..