Maç sonu açıklamasında değindiği çok değerli bir nokta var. Çok ince ama bir o kadar da önemli bir nüans kendi adıma. Derbi ve derbiyi yöneten yabancı hakem ile alakalı gelen soru üzerine özetle ligdeki diğer takımlar beni ilgilendirmiyor, biz sıralamada oldukça aşağıdayız, kendi kulübümü nasıl ileri götürüp daha iyi olabiliriz sadece bunun peşindeyim demiş. Bu tam bir çağdaş insan kafası, olması gereken şey de sadece bu aslında. Pandemi şampiyonluğundaki Sergen Yalçın gibi saha içinde kadro kur, oyuncularla uğraş, saha dışında da rakiplere, hakemlere, federasyona meydan oku olmuyor öyle abi. Yüz yılda bir oluyor diyelim hadi o iş. Hocaya bütün yük yıkılmaz. Seçim zamanları mangalda kül bırakmayan başkan ve diğer yöneticiler neye yarıyor o halde? Yabancı hakem, federasyon ve diğer kulüpler ile olan ilişkileri doğal olarak yönetimin işi. Ben hocayım ve sahanın içine bakarım, beni ilgilendirmeyen kısımlara ilgili kişiler baksın demek gayet açık şekilde. Maç özelinde de rakip oyunda bile yokken bizimkilerin anlamsız beşten ikiye vites düşürmesi ve rakibin reaksiyon vermesi ile gelen beraberlik golüne dikkat çekti ki bu sezonun en büyük handikaplarından. Her maçı altın gol kuralı varmış gibi oynadı sezonun büyük bölümünü bizim çocuklar. Öne geçtik ve kazandık, geriye düştük ve kaybettik sandık. Halbuki büyük takım olmanın yanı Beşiktaş’ın genlerinde olan şey ikiyi, üçü aramaktır her zaman. Futbol şımarıklığı asla kabullenmez. Hocanın mantalitesini beğendim. Umarım şu ana kadar izlediği yolun dışına çıkıp da bizleri yanıltmaz ve uzunca bir süre bizimle olur.
içinde Genel
GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin