FerMe Dünya arı kovanına dönmüş, her köşeden bir savaş çığlığı yükseliyor, yıllardır virüs salgınıyla boğuşuluyor, global ekonomik krizler, fakirlesen halklar, ordan oraya sürüklenen mülteci dalgaları…. yaklaşan seçim gerginliği, sikte durmaz Perihan gibi döviz kurları, küresel iklim krizleri, ötekileştirilen düşünceler- tercih veya yönelimler, talan edilen doğa, yakılan ormanlar, balçık denizler…
İnsansız uçaklar, insansız kasalar-gişeler, insansız karanlık fabrikalar; insansız köyler… insansız insanlık!
Çocuk tecavüzleri, kesilen anne başları, bir kereden bir şey olmazcılık, bilgisiz fikircilik, ana akım medyayla donatılan kültür birikimi, bagajdan çıkarılıp sıkılan pompalılar, pompalanan ideolojiler, semiren kalantorlar, sömürülen emekler- ruhlar…
Kimin umurunda?
Yaşasın cinnet toplumu!
Bir avuç aptal -anlamsız bir tahrikle- stada gelip türlü soytarılıklarla şebeklik yapıyor; başka bir grup aptal da ellerinde satırlarla falan bunları kovalayarak semtini düşman(!) işgalinden kurtarıp, bunların araçlarına falan el koyuyor! Aktiviteye bakarmısınız! Eğleniyorlar bununla! Semtinizi bastık diye eğleniyor birisi, öteki kovduk diye! Koca camiaların gündemini işgal eden konuya bak! Sosyal medyada kahramanliklarini ballandıra ballandıra paylaşıp eğleniyorlar! Hangisinin diğerinden farkı var ki? Hangisinin diğerinden kalır yanı var ki? Tamam, kabul; eğitimsiz bırakılmış bir toplumuz… -da, bu kadar da mı yahu! Bravo! Aferin! Çok iyi yapıyorsunuz!… gerizekalılar…
Azıcık kaldı inanın. Son kırıntıları kaldı belki; zevk aldığımız tek şey olan futboldan. Yıllardır medyası, kurulları- kurumları, mafyası, devleti, ne kadar çar-çakalı varsa elinde oyuncak olan tek sığındığımız limanımız futbolu el birliğiyle dibin de dibine gömüyoruz… az kaldı!
Maç ne mi olur?
4-4-2 oynarsak kazanırız!
Pehhh!
Geçen sene 10 liraya aldığım ürün bu yıl,
20.. değil,
30.. değil,
40.. değil,
45 lira..
Kentin en büyük yapı marketlerinden birine gitmem gerekti bugün,
İçeri girdim, yanımda elemanımla,
Bir gariplik var, ama ne?..
Oradan iki market çalışanı yürüdü bize doğru, söyledim istediğimiz ürünü, “kalmadı ne yazık ki..” dediler.. “Yalnızca bunlar var. ”
Rafa baktım, 2 kutu, sadece..
“Kusura bakmazsanız bir şey soracağım çocuklar..” dedim..
“Yanıt vermek istemeyebilirsiniz, anlarım.. Bir sorun mu var?..”
“Kapatıyoruz..” dedi erkek olan..
O zaman, dehşetle baktım etrafıma,
O sözü duyuncaya kadar fark edememişim meğer,
görmeden bakıyormuşum,
Raflar neredeyse bomboş..
The Walking Dead’deki Zombi Kıyameti sonrasında yağmalanmış marketler gibi..
Toplam 3 kişi kalmış kocaaaa markette..
İki eleman,
Bir kasiyer..
Gülümseyerek bakmaya çalışıyorlar bize..
Kafamın içinde bir bozgun yaşadım..
Bir yıl,
Sadece tek bir yıl geçti aradan ve ne hale geldi ülke..
Bir tanıdığımın oğlu Ege Üniversitesi’ni kazanmış,
Ev bakmışlar çocuğa,
“4.500 lira..” demiş emlakçı..
“Bir bakalım..” deyip dolaşmışlar birkaç yere daha.
Yok..
“Tamam, tutuyoruz..” demişler, ertesi gün..
“5.000..” demiş emlakçı..
“Yahu, aman..”
“5.000..”
“E, iyi ya madem, peki..” deyip tutmuşlar..
1000 tl de ortak gideri var tuttukları “odanın..”
Evet, “oda..”
Çünkü 1+1 dahi değil, tuttukları yer,
1+0..
Yani tek oda, ikincisi yok..
Ve bu yer bir İranlı’nın..
Aynı yerde bunun gibi 5 “dairesi” daha varmış adamın,
1+1 isterim dersen, onun fiyatı 13.500 tl..
“Kiralamayayım, alayım bari.. Manyak mıyım? Ayda 5.000 + 1.000 tl’ye oda mı olur ulan?..” dersen, olur elbette, alabilirsin..
Fiyatı: 1.600.000 tl..
Sadece 2 yıl önce “Biraz sıkarsam bir daire yahut araba alırım..” dan geldiğimiz noktada ev almak da hayal artık, araba almak da..
Buna da şükür(!!) demeli belki de..
Bir haber okumuştum, geçen martta..
Ukraynalı bir mühendis, “Sadece 1 gün önce evimin verandasında oturmuş kahve içiyordum.. Ertesi gün evim de kalmadı, ülkem de..” diyordu..
Satırlı saldırının görüntülerini dehşetle ürpererek izledim yoldaş..
Ne fark eder gerçi, hepsi aynı bothun soyu ama ben onları fenerli öküzler sanmıştım..
“Bizden uzak, Allah bildiği gibi yapsın hepinizi..” demiştim..
Bizimkilerse şayet, ayırım yapmadan onlar için de söylerim aynı şeyi..
Böyle rezillik olmaz çünkü..
…
Sait Faik’in “Kumpanya” adlı öyküsünü filmleştirmişti TRT, o güzelim İsmail Cem’li zamanlarında..
“Kumpanya öldü..” diyordu filmin son sahnesinde, dalgın dalgın bakarken, büyük bir üzüntüyle, oyuncu..
“Efendim?..” diyordu, arkadaşı..
“Kumpanya öldü..” diye tekrarlıyordu ilki,
“Efendim?..”
…
…
😔😔😔
iyi ki varsın be yoldaş; iyi ki varsınız…
Efendim?
…
💖💖💖
🤍🤍🤍
“Düşünen insan için yaşananlar ağırına gidiyor insanın.Limon memleketinde kilosu 20 TL Çay memleketinde kilosu 80 tl cahilliğin kilosu =0 gerçekten ağırıma gidiyor bazı şeyler bu satırları yazarken sahte rakı(Ev Tipi diyelim kendi yapımım)rakı içiyorum.Ben 26 yıllık avukatım.Evim var arabam var borcum derdim yok işimde var ama salak değilim gidip bayiden 500 tl verip rakı alacak kadar.500 tl ye 10 şişe rakıyı imal ediyorum evimde.Kimyager olduk anlayacağınız.Bein Spor paketini iptal ettim.Neden takımımın maçlarını donarak izliyorum.Fiyatlar fahiş ben kendimi düşünmüyorum.Ben geleceği düşünüyorum.Gelecekten korkuyorum.Umutlarımızı çaldılar,geleceğimiz çaldılar kısacası MUTLULUĞUMUZU çaldılar.Cahillik gerçekten savaşılması gereken en büyük düşman ..ATATÜRK çok büyük insansın yaşadığım her gün bunu çok acı bir şekilde yaşayarak öğreniyoruz.
Alirim bi duble dede!… gözden olmayız dimi? 😏
Ulan ne hale geldik ya, iyi ki varsınızda ara ara dertleşiyoruz be hocam…😔😔
💖💖
🤍🤍🤍
He ya.!!! Vah bu dunyanin haline ve gidisatina..!!! Cocuklugumu ozler duruma geldim.Hep aklima basit fotograflar geliyor,bugunlerde..!! Bir tanesi belki garip kacabilir ama,ramazanda mahallenin ekmek firininin onunde gazete yapraklarina sarilmis halde iftar oncesi sicak,sicak pide kuyruguna girdigim gunler.!!! Neden bilmem,belki hayatimizin sadecelegini ve dogallini temsil ediyor bilinc altinda..
Bir digeride evimize ilk telefon baglendiginda..!!
Yanlis hatirlamiyorsam 80 li yillardi.. Kirmizi renkte,ahizeli.. Anamin ordugu dantelli,sehpanin uzerinde ve oturma odasinin bas kosesinde kendine yer bulmustu..!! Heralde bu da 40 yilda teknolojinin nerden nereye geldigini,temsil ediyor.!!!
Vesselam, gidisati hic hayirli bulmuyorum.. Cocuklarimiza biraktigimiz miras cok urkutucu.. Allah sonumuzu hayir etsin insallah..!!
Ürkütücü olmasına dahi razı olabilir bazen insan, dostum,
Yeter ki bırakabilelim o mirası..
😕😕😕
Haklisin Sverisson kardesim.Maalesef durum bu.Gectigimiz yil Leonardo Di Caprio nun oynadigi traji komik bir film izledim.Dunyaya dev bir meteor carpiyor.Filmin final sahnesinde,oturma odasinda arkaslari ve ailesinle yemek yiyor ve hayata dair son dakika muhakeme sonunda,diyorki.
“We had it so good.!!!”
Iste butun ayrinti burda gizli..
Elindeki guzelliklerin farkina varmak,cevreye ve cevrene verdigin onem ve hassasiyet o kadar onemliki.. Bunu derken sadece dogayi kastetmiyorum.
. sosyal ve ekonomik durumun cok zorlayici oldugu bu donemde hayatta kalmak icin cabalamakta olan dunya nufusu bir nefeste yasadigimiz bu gezegeni yuzyil gibi kisa bir sure icerisinde bir parazit misali iceriden kemirmekte. Nasil bir asir Ya Rabbim..!!!
Uzun süredir siteye girmeme rağmen yazmıyordum, yazamıyordum.
Günlerdir, aylardır düşünüyorum. Kafa yoruyorum.
Elimizde bir Beşiktaş kaldı. Ona da her türlü oyunu oynadılar, oynuyorlar. Mafyası, siyaseti…
Ülke mafyanın, uyuşturucu baronlarının cirit attığı Kolombiya’ ya döndü.
Kriz büyüdü ve kontrolden çıktı. Ve ne yazık ki geri dönüşü yok.
Üretim yapan fabrikalar satıldı, tarım ve hayvancilik yapan çiftçiler üretemez oldu, devlet daireleri özelleştirildi ve milletin sırtına yük oldular …
Nitelikli teknoloji zaten yok.
Milyon euroluk ihalelerle vurgun yapıp tepeden tırnağa multimilyarder oldular …Yüzüklerin efendisi oldular..
Toplum ayrıştırıldı, medya organları ile yayınlanan aptalca program ve dizilerle şiddeti körüklediler.
Eğitimin yüz karası bir ülke yarattılar.
Güzelim hastaneler kapatılarak sırf birilerinin cebi dolsun diye ulaşımı daha zor yerlere hastaneler açtılar. Yanlış anlaşılmasın hastane açmak kötü değil, kötü olan niyet.
Inanın sabaha kadar yazabilirim. Ekonomiye girersem çıkamam. Ekonomi uzmanı da değilim.
Ulan doktor adam da ağlıyor haaa diye düşünebilirsiniz.
Bizler bu ülkenin ayrı ayrı fertkeriyiz. Ülke hepimizin. Bu kriz içinde ben yaşayabilirim belki. Ama annem, babam, komşum, siz değerli dostlarım ya da tanımadığım Ahmet, Mehmet amca, Ayşe teyze nefes alamazsa benim nefes almamın bir anlamı yok ki o nefesi alamam zaten. Daraldık, yorulduk umarım biz bitmeden ayağa kalkabiliriz.
Bu arada 4-4-2 iyi taktik bence de..
Saygilar…
💖💖💖💖💖
söylenecek herşeyi söylemişsiniz sevgili dostlar. insan 1-2 şey de bize bırakır ya 🙂
ben 4-4-3 derim . kesin sonuç 🙂