içinde

Refleks Problemleri

Yeryüzünde yüzlerce lig, bu liglere bağlı binlerce takım bulunuyor. Bu binlerce takım arasından sıyrılıp kendisine BÜYÜK TAKIM dedirtebilen takım sayısı genele göre çok düşük bir sayı arz ediyor. Bu takımları büyük yapan şey, tarihsel kökenleri, liglerinde dominasyon kurabilmeleri ve uygun zamanda uygun refleksleri gösterebilmeleridir..

Beşiktaş her bakımdan bu ülkenin en büyük takımıdır. Bu kadar hileye maruz kalıp bu kadar başarı anlamında zirvede kalabilecek başka bir takım olamazdı.. Ne Türkiye’de ne de dünyada…

Ülkenin en büyük takımı olan Beşiktaş, kendisini büyük kılan çok önemli bir melekesini kaybetti maalesef.. Beşiktaş artık tepe taklak gitmesine neden olacak olay ya da olay dizilerine karşı refleks veremiyor.. Bu sorun 20 yıldır elimizi kolumuzu bağlamış durumda ve kati suretle son veremiyoruz bu metastaza..

Geçmişe gitmeyeceğim.. Rasim Kara, Daum, Lucescu, Bilic ve Şenol Güneş gibi teknik adamları liglerin dizayn projelerine kurban verir hale geldiğimizden bahsetmeyeceğim. Beşiktaş’ın özellikle şampiyonluk sonrası sezonlarında neler döndüğünden söz etmeyeceğim..

Derdim bugünle..

Bir önceki sezonu alternatifsiz ve bol sakatlı bir kadroyla, üstelik pandemi ve 42 haftalık bir sezona rağmen, çok alternatifli kadroları olan rakiplerini geçerek mucizevi bir şampiyonlukla tamamlayan Beşiktaş, bu sezon olağanüstü bir transfer dönemi sonunda tüm eksiklerini iyi isimlerle tamamlayıp, üzerine alternatifi bol bir kadro inşa ediyor. 

Lige de muazzam başlıyor. İlk 5 hafta gol bile yemiyor rakiplerinden.. ”Benim de tribünde olduğum” Yeni Malatya maçının özellikle ilk yarısında ligdeki tüm takımlara ”Hiç heveslenmeyin. Bu lig ben nasıl istersem o şekilde biter” mesajını veriyor..

Bu arada hakemler her maçta Beşiktaş’ın mesajına karşılık verircesine şunu söylüyor.. ”Sen ne kadar üstün olursan ol. Benim düdüğüm seni nereye konumlandırırsa ligi orada bitirirsin”.. Ve bunu uyguluyorlar.. Göze sokarcasına, dalga geçercesine her türlü naneyi yiyorlar Beşiktaş maçlarında. Bu arada rakiplere de kol kanat germe faaliyetleri tam gaz sürüyor..

Reflekslerimiz cesetten hallice..

** Sezon başından beri en az 15 puanı düdüklerle alınan Beşiktaş, iş işten geçip liderin 16 puan gerisine düşünce mikrofonların karşısına geçiyor. En sert mesaj, şaka değil, 1 hafta önce veriliyor.. Bu kabul edilemez..

** Haftalardır kazanamıyoruz. Haftalardır bırakın gol atmayı, gol atabilmeyi dahi vadetmiyoruz. Gol atamayan takımların en azından defansif bakımdan üstün olmaları beklenir, o konuda dahi berbat durumdayız. Sezon başından beri Ghezzal, Rosier, Welinton, Vida, Kenan, Batshuai gibi oyunculardan hiçbir verim alamıyoruz. Ama bu oyuncuların alternatiflerini aklımızdan dahi geçirmiyoruz.. Oyuncu değişikliklerinin anlaşılacak tarafı yok. Aynı hatalarla farklı sonuçlar bekliyoruz. 

Değişim nasıl olur? Ya kadro değişir, ya oyun değişir, ya diziliş değişir, ya da hoca değişir kardeşim.  Hiçbir şeyi değiştirmeyip kötü gidişin değişmesini beklemek ne derece doğru? Beşiktaş takımında şu anda kan uyuşmazlığı var. Bunu çözecek olan 2 kişi var. Ahmet Nur Çebi ve Sergen Yalçın. Nasıl çözerler bilmem.. Ama Beşiktaş çözümsüz kalmayı hak etmiyor..

** Saha içinde tribündeki seyircilerin dahi görüp infial yarattığı tartışmalı pozisyonlarda oyuncularımız tabirimi mazur görün ”GERİZEKALI GİBİ” o pozisyonlar hiç yaşanmamış gibi oyuna devam ediyor. Yahu bir itiraz, bir isyan, bir el kol, bir hakemi sarsma istiyorum be kardeşim. Bu kadar çıtır çerez muamelesi görmekten tiksiniyorum. Bir bakın rakiplere Allah aşkına. Senkronize el kol ve infial ile bir hakemin VAR’a nasıl gönderildiğini görün..

Yıllardır aynı senaryoyu izlemekten midem bulanır oldu.. İyi giden Beşiktaş’ı akla hayale sığmayacak üst üste hakem katliamlarıyla paralize et, Beşiktaş kendi içinde dağılsın, paniklesin, başarılı olan yönetimleri ya da hocasıyla kopma noktasına gelsin, toparlanması 5 yıl sürsün, 5 yıl sonra aynı senaryo tekrar dönsün. 

Velhasıl; Beşiktaş tam anlamıyla refleks özürlü bir camia haline geldi. Yönetimiyle, hocasıyla, sahadaki oyuncularıyla tam anlamıyla MÜLAYİM bir oluşum olup çıktı..

”Asi ruh” bu kabullenişi onaylamaz. Asi ruh, bu ruhu def eder.. Edecektir.. Beşiktaş’ın genetiğinde yok bu vurdumduymazlık. Hakkı olmayana ilişmez, hakkı olanı da eze eze alır..

Bu dirayeti koyabilecek, camiayı silkeleyecek, hocasını ”iyi olmaya mecbur kılacak”, sahadaki oyuncusunu refleks göstermeye zorlayacak bir anlayışa su gibi muhtacız..

Ahmet Nur Çebi bunu gördü. Gördüğünü dile de getirdi. Artık taraftar çözüm bekler. Artık taraftar asi ruhu görmek ister..

İsyan, Değişim, Refleks.. Başka şansımız YOK..

Dip Not: Dünkü maçın ikinci yarısında Beşiktaş takımını ”Anadolu takımı” görüntüsüne bürüyen kaç kişi varsa, kimler varsa, affetmem çok uzun sürecek.. Olmadı abi. Hiç olmadı, olmuyor…

 

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin