içinde

Sergen Yalçın mevzusu

Bu hepimizi geren sözleşme konusuna ilişkin yorum yazmak istedim.

Sergen Yalçın’ı vazgeçilmezmiş gibi gösteren ne? Bana kalırsa karışık ve kalabalık bir insan topluluğunu cool tavrıyla yönetme becerisi ilk sırada gelir. Her resmin içerisine yırtık dondan çıkarmış gibi (Fatih Terim böyledir mesela. Antrenmanı kameralar mı çekiyor, kadrajın olduğu yere mutlaka girer. Olası olumlu sonuçlar doğuracak ikili üçlü yakınlaşmalara o avam egosu yüzünden izin vermez. Her zaman her yerdedir.) girmeden ideal bir mesafede kontrolünü ve gücünü tesis eder ve korur.

İkincisi pek çoklarını şaşırtacak teknik adamlık kapasitesi bana göre. Bu kısmı burada derinleştirmeyeyim ama misal iki senedir Atiba’yı saha içerisinde kullanma şekli ve ondan aldığı verim buna bir örnektir.

Üçüncüsü ise ilkiyle bağlantılı olarak her daim futbolculuğundan teknik adamlığına sirayet eden yalınlığıdır. Kenarda hakeme itiraz ettiğinde veya bir futbolcuya tepki gösterdiğinde o an onun doğru olduğuna katıksız inandığından yapar bunu ya da maç sonu demeci maça ilişkindir bir sonraki maçın ya da maçların manipülasyonuna dair değil (yine Fatih Terim’de olduğunun aksine yani.)

Tüm bunların üzerinde bir çatı gibi duran dördüncü faktör ise korkunç pragmatikliğidir. Başarısız olacağını düşündüğü işe girmez. Kazanamayacak ata oynamaz. Pek çoklarıın böylesi bir başarıdan sonra üç-beş senelik kontratla toplam 100 milyon lira hedeflemesine alıştığımız bu ortamda bir senelik kontrat isteğinin ve devamlı başarı vurgusunun (“beni kontrat korumaz başarı korur”) arkasında da bu pragmatik tavrı yatıyor aslında. Bana kalırsa bu son etken sözleşme işini çıkmaza sürükleyen asıl şey. Şöyle ki takımlar büyüyecek şampiyonlar liginde. Orada başarı şansını bence çok az görüyor ve şimdi elde ettiği başarıyı bu başarısızlıkla gölgelemek istemiyor. Ayrıca halihazırda elde ettiği Türkiye ligi başarısını yakalayamayıp karizmayı çizdirmek de olası. İlkini tersine çevirecek bir kadro kurulamaz ona göre (pek çok röportajında şu şu bütçesi olan takımlarla yarışmamız zaten mümkün değil dediğini duymuşsunuzdur). Türkiye ligi için de şu an kadro geçen senekinden bile sıkıntılı görünüyor. Durum böyle olunca Sergen Yalçın’ın pragmatik kişiliği ona bu denli zor bir işe kalkışma diyor bence.

Bunun yanında kazanılan bu sezonun Sergen Yalçın gibi fevkalade sosyal ve takılmayı seven bir adam üzerinde yarattığı yorgunluk da onu düşündürüyor bence. Bir sene ara versem ne olur ki diyor olabilir.

Sonuç olarak bu etrafta dolaşan, televizyonlarda söylenen sebeplerin hiçbiri bana gerçekçi gelmiyor. Sözleşmeden kaçan bir adamın bahaneleri gibi. Kızabilirsiniz belki ama her iki taraftan taraftar baskısını göze alabilse bence Fenerbahçe’ye imza atar. 

Tüm bunları Sergen Yalçın’ı Beşiktaş’taki futbolculuk kariyerinin ilk maçından bu yana izleyen ve onun hem futbolculuğuna hayran kalmış hem de teknik direktörlüğünü fevkalade bulan bir Beşiktaşlı olarak yazıyorum. Yazdıklarım bilgiye değil bu takipten kaynaklı gözlem verilerine dayanıyor.

Nihayetinde esas olan Beşiktaştır. Kimse Beşiktaştan büyük olmadığı gibi Beşiktaş olmadan da manasızdır. İmzalarsa baş göz üstüne imzalamazsa yolu açık olsun.

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin