Sevgili Bodo,

Dün akşam “Sergen Yalçın küçük ligin büyük, büyük ligin küçük hocasıdır” yorumuma “Böyle deme” yazmışsın. İyi de güzel dostum, ne diyeyim, nasıl diyeyim? Problem maçı kazanıp kaybetmek değil, problem zihniyet. Bak dostum, eskiden belki kulüplerin bunca borcu yoktu, futbol böylesine global bir hal almamış, kazançlar bu noktaya gelmemişti, takımların gelirleri giderlerini bir şekilde karşılıyordu ve sadece lig şampiyonluğu yeterliydi. Ama şimdi eskinin tam tersi. Sadece lig şampiyonluğu seni ne büyütür, ne bir artı katar, ne de mevcut borcunu azaltır. Ben 42 yaşımdayım, 9-10 yaşımdan beri aynı zihniyette hocaları görüyorum. Yeter artık. Adamlar lig şampiyonu olup şampiyonlar liginde olmak istiyorum diyor, şampiyonlar ligine girince ise kadrom yetersiz, arada uçurum var, mantalite farkı vs vs. Asıl yetersiz olan hocalar, uçurum hocalar arasında, mantalite farkı da bundan. Takımının 4 milyar tl borcu var. Bunu nasıl kapatacaksın?? Sponsorla, oyuncu satışıyla. Peki sen Avrupa’da yokları oynarsan sponsor gelir mi? Gelen sponsor iyi para verir mi? Oyuncun yerelde istediği kadar müthiş oynasın, Avrupa’ya transfer olsa bile alınacak para hiçbirşey değil. Ama oyuncu 2 Avrupa maçında oynasın, hele de iyi oynarsa işte asıl o zaman kulüp olarak kazanırsın. Örnek Cenk Tosun. Avrupa şampiyonu olmana gerekli de değil, Avrupa’da varsan, devamlılığın varsa her yönden kazanıyorsun. Ama sen daha şampiyonlar ligi başlamadan ah vah ediyorsun. Tamam, şampiyonlar ligi zor kulvar, bunun Avrupa Ligi var, kadron da orda rahat iş yapar, ama yok Avrupa Ligi’ni küçümsüyorsun, yerel ligi kazanayım diyorsun. Bir kere gözünü ve hedefini yükseklere dikmez isen, muassır futbol hedefin yoksa, işte böyle kalakalırsın. Rakipler için ve genel olarak avrupa takımları hakkında herkes söylüyor “adamlar 19-20’lik oyuncularla oynuyor” diye. Bizde yok mu? Dortmun’a deplasmanda 4 atan Ajax deplasmanında oynayan bizim 17-18-19’luk geçlerimiz değil miydi? Yenilmiş olsak da, övünmedik mi? Gurur duymadık mı? O çocukların ne suçu var? Oynayanlardan daha mı kötüler? Peki biz bu çocukları oynatmadan iyiler mi, kötüler mi nasıl anlayacağız? Ki oynadılar ve iyi olduklarını ve çok daha iyi olacaklarını herkes gördü. Bu çocukların suçu ne? Bu çocuklar oynayacak ki, başarı elde edilsin, kulüp para kazansın. Ama biz hala aynı adamlarla yola devam ediyoruz. Hocamız maçtan sonra yenilen gollar için şans goller demiş. Hocamıza kapağı ise rakip takım hocası yapmış, aynı pozisyonda 3 gol attık, bu şans değildir, biz bunu zaten çalıştık demiş. Daha ne desin. Albert Einstein demiş ki: Bir hatayı iki defa tekrar etmeyen en mükemmel insandır.  Bizim hoca ise bıkmadan usanmadan aynı şeyleri yapmaya devam ediyor. Bu nedenle ben diyorum ki, hocamız küçük ligin büyük, büyük ligin küçük hocasıdır. Ben artık bu adamları görmek istemiyorum. Hafta sonu lig maçını kazansak ne, kazanmasak ne. İnan dostum, bu adamlar yüzünden ligimizden soğudum.