Şeytan Ayrıntıda Değil, Mevzunun Kendisindedir!

Uzun zamandır yapmadığım birşey yaptım bugün. Rakiplerden birinin kazandığı maçın ardından açmayacağım kanalları açıp ”ne diyorlar” diye seyre durdum..

Rıdvan Dilmen, 1 saatlik yayında sadece ”Ali Palabıyık ve Operasyonu” isimli tiyatroyu sergiledi. Teknik taktik kısmını çok seven bu beyzade, oyunu hakem üzerinden okudu. ”Altay maçı kurtarmasaydı, kokart falan gitmişti” ye kadar getirdi beyim. 

Abdülkerim Durmaz, Fenerbahçe yönetimine seslenerek, bir daha Palabıyık’ın Fenerbahçe maçlarında düdük çalmaması için gerekeni yapmasını haykırdı. ROK isimli provokatör de, aynı Palabıyık’ın 1-1 biten Fb-Gs derbisinde Galatasaray’ı yaktığından bahsetti. Bizim Beşiktaşlı bildiğimiz Sinan Engin, masadaki bardaktan farklı olamadı.. ”Ne diyorsunuz ulan! Bu Palabıyık Beşiktaş’ı Kadıköy’de maskaraya çevirirken, Rize deplasmanında, Konya deplasmanında, bütün derbilerde paramparça ederken siz neler söylüyordunuz!” diyemedi..

Ali Palabıyık, sektörün en keskin tetikçilerindendir. Bizi yıllardır dilim dilim doğrarken gıkımız çıkmadı. Tüm o kıyım maçlarından sonra Rıdvan Bey teknik analiz yaptı, diğerleri 32 diş eşliğinde amiyane deyimle ”dalgasına baktı”.

Mücadele, basından başlar. Ali Palabıyık yıllardır sergilediği realet tiyatrolarına rağmen ancak ”BUGÜN” sorgulanmaya başladı. Çünkü kıyım tezgahında Beşiktaş’tan başka bir takım vardı..

Basında sıfırız diyemem. Sıfır da bir değerdir. Hiçiz, yokuz..

İddia ediyorum..

Bir tane Abdülkerim Durmaz’ımız olsaydı, şampiyonluk hanemizde en az 3 tane fazlamız olurdu..

Ben artık ortayolcu, her tarafa aynı mesafede ama Beşiktaş’a bir adım uzak olan ”Sözde Beşiktaşlı” yorumculardan çok sıkıldım. Sadece sahada olmuyor bu iş, anlayın artık..

Caydırıcıysan, sesin gür çıkabiliyorsa, akil ve sözünün ağırlığı olan yorumcuların varsa hedefe yaklaşıyorsun. Ekranda boy gösteren hiç bir yorumcudan bir gram beklentim yok. Gerekirse; bu işi de biz yaparız. Hem de kralını yaparız..