Simdiden.

Ne yazık ki güce tapmanın adet haline geldiği, her türden toplumsal ve ekonomik farklılığın bırakın yer verilme ve sorunlarının tartışılmasını gizlendiği ve hatta bastırıldığı ülkemizde ne yazık ki bu bahsettiğiniz sunum basit bir algı operasyonu değil ağır bir ideolojik dil. Bizim futbolcularımız misal programlarından birinde röportaj falan verdiğinde röportajın takdimi filan filanca Beşiktaşlı futbolcu Beşiktaş’taki kariyerini tartışacak şeklindeyken (bunu Gedson için aspurda kulaklarımla duydum) yani Beşiktaş sanki kimsenin kalmayı istemeyeceği bir kulüpmüş gibi gösterilirken Fb ve gs birer cennet bahçesi, buralara gelen oyuncular dünyanın en büyük kulüplerine gelmiş muamelesi. Bu gücün nimetlerinden hangi düzeyde olursa olsun yararlanma halini hiç sindiremedim içime, muhtemelen de o yüzden beşiktaşlı oldum. Bol transferle gücü satın alabileceğini sanan taraftarımıza bunun başımıza pek seyrek geldiğini söylemek lazım (Gomezli ve taliscalı Fikret orman Şenol Güneş sezonları anca). Hele bu sezon onca açılmış saçılmışken bunlar hiç değil. Bizim kaderimiz hiç sorgulamadan onca para harcayıp yöneticisi, futbolcusu, taraftarı ile ağzından sular akarak, şımarıkça ne de başarılı olduklarını söyleyen bu camiaları farklı bir ülke farklı bir futbol olabileceğine inandırmak. Yaparsak da semtiyle, stadıyla, havasıyla bir biz yaparız bunu.