Süreç mağlubiyetler ile değil

Takımın oynadığı futbolla başladı aslında. Tirana maçında bile krizin eşiğinden genç Semih kurtardı camiayı. Avrupa’da zayıf rakipleri eleyerek play-off kısmına kadar geldim. Deplasmandaki maçı iyi hatırlayın, savaşın ülkesi Ukrayna’nın temsilcisi Dinamo Kiev futbol olarak maçı kazandı aslında, hem de açık ara! Ne var ki topu üç direğin arasından biraz şans, çokça da Mert’in emekleri ile geçiremedi ve futbolun değişmez kuralıdır işledi. Son dakika golü ile İstanbul’a avantajlı döndük. Rövanşta takım yine istenen futbolu sergilemedi ama Aboubakar şapkadan tavşan formülünü devreye soktu ve müthiş bir solo golle yine takımın yeterli futbolu oynamadığını unutturdu herkese. Ligde Pendikspor’a karşı kaybedilen trajikomik 2 puan ilk kıvılcım oldu. Brugge maçında nasıl edildiğimize girmiyorum bile bakın. Son yıllarda gördüğüm en silik takımdık o maçta malum. Ligde gelen ağır Trabzonspor ve Adana Demirspor mağlubiyetleri ile de şapka düştü, kel göründü! Takım gerçekten de adam akıllı top oynamıyordu. Konyaspor deplasmanında ilk yarıyı zayıf iki rakibin mücadelesi olarak tek şut atmadan tamamlayacak iken rakip oyuncu inanması güç bir hata ile bize ikramını yaptı. İkinci yarıda yine bildiğimiz Aboubakar sihri ile rahat kazanmış gibi göründük ama yine gerçekleri unuttuk. Ve gelelim dün geceye. Kadrosundan tek bir topçuyu bile eminim ki kimsenin tanımadığı, Beşiktaşımızdan kat be kat zayıf bir rakibe sahamızda 2 farklı önce geçmişken inanılmaz bir geri dönüş ile 3-2 mağlup olduk. Aboubakar sihri yine vardı ama yoruldu ve çıktı adam. O da bir yere kadar sonuçta! Ben yine ve yine kadromuzun iyi olmadığı kanaatindeyim. Sonuçta 11 oyuncuları yorulacak veya sakatlanacak. Bu Muleka, Onur ve Bahtiyar bir şekilde oynayacak. Bu son mağlubiyet bütün kelleleri götürdü artık doğal olarak. Bundan sonraki süreci hep birlikte göreceğiz. Camiamıza hayırlı olması tek temennimiz…