içinde

Taraftarın Gücü

Özellikle bir süredir Beşiktaşlı taraftar sayısının azlığından, sosyal medyadaki gücünün sınırlı oluşundan, başarı anlamında rakiplerinin gerisinde kalmış olmasından dolayı abuk sabuk söylemlere maruz kalmış olan bir Beşiktaş portresi çizilmeye çalışıldı.

Aziz Yıldırım ve Adnan Polat öncülüğünde yapılan bu iş (özellikle Adnan Polat bu iş için çok çalıştı), Beşiktaş’ı rekabet haricinde bırakmak, ikili rekabeti yeşertmek ve pastayı ikiye bölmek gibi rezil amaçlar barındırdı. Yıldırım Demirören gibi bir felakete maruz kalan Beşiktaş, kendi elleriyle de bu karanlık amaca hizmet etti. 2009 yılında Sivas takımıyla baş başa kaldığımız yarışı burun farkıyla kazanamasak, çok daha büyük bedeller ödeyebilirdi camia. O şampiyonluk, kısa süreli de olsa bir nefes aldırdı Beşiktaş’a. Ben hala buradayım dedirtti..

3 Temmuz süreci Fenerbahçe’yi paramparça ederken, Beşiktaş da Demirören tarafından paramparça edildi. Bu iki takımın en az 5 yıl kendilerini toparlayamayacakları bir zemin oluşturuldu. Dolayısıyla YENİ ZEMİN sarı kırmızılı güruhun at koşturabileceği bir yapıya bürünüverdi. Bu fırsatı çok iyi değerlendiren GS, art arda aldıkları şampiyonluklarla kendisini hem mali anlamda hem de başarı anlamında çok yukarı taşıdı. Fakat, mali anlamda elde ettikleri çok kısa sürede ellerinden uçarken, başarıları doğal olarak kalıcılık gösterdi. 3 Temmuz sürecinin Beşiktaş’a sağladığı tek katkı, Demirören bataklığından kurtulmamız oldu. Yeniden başlama imkanını çok iyi kullandığımız sonraki senelerde daha iyi anlaşılacaktı..

Şu an ismini duyduğumda tüylerimi ürperten Fikret Orman, bu başlangıcı olağanüstü bir şekilde yaptı. Kulübün imajı üzerinde harika işler çıkarttı. İnşa edilen stadyumun inanılmaz katkısı oldu. Yapılan transferler ve özellikle Avrupa’da elde edilen başarılar neticesinde, taraftar sayısında gözle görülür bir artış sağlandı. Taraftar sayılarının en iyi anlaşıldığı yerler okul bahçeleridir. Artık o okul bahçelerinde Beşiktaşlı çocukların azınlıkta olmadığını çok net görürsünüz. Quaresma vurdu gooooolllll, Talisca vurdu gooooooll, Ghezzal vurdu goooollll nidalarına tahmin edemeyeceğiniz kadar çok denk geliyorum. 

Fikret Orman döneminde kazanılan 2 şampiyonluğun ardından ellerimizle verdiğimiz 2 şampiyonluk, bizi ligin Juventus’u yapabilirdi belki ama işin olumlu tarafından bakmakta yarar görüyorum..

O kazanılan 2 şampiyonluk, camiaya büyüklüğünü yeniden hatırlattı. Fırsat sezonlarında aradan sıyrılabilmek için yeterli güvenin ve nefesin tesis edilmesini sağladı. Bundan sonra Beşiktaş çok iyi sezonlarında şampiyonluklar kazanabileceği gibi, fırsat sezonlarını da es geçmeyecektir..

Fikret Orman çok kötü bitirdi ama yaptığı doğrular, üzerine tuğla koyulabilecek bir yapı bıraktı. 

Ahmet Nur Çebi’nin Fikret Orman döneminden çıkardığı en önemli iki ders, futbolcu ödemeleri ve medya yapılanması üzerine oldu.

Ben Beşiktaş’ın hiçbir dönemde medyada bu kadar güçlü olduğunu görmedim.

Beşiktaş takımının bu yıl kazandığı şampiyonluğun mimarları yönetim ve teknik ekiptir şüphesiz. Fakat görünmez bir kahraman bu yıl destan yazdı adeta. Öyle sert yumruklar indirdi ki, sersemletti, kendine getirtti birçok kişiyi..

Sosyal medyadaki Beşiktaşlılardan bahsediyorum elbette.

Her maç öncesinde, daha evvel Beşiktaş’ı dilim dilim doğrayan sicili bozuk bir çok hakemi kıpırdayamaz hale getirdi. Dolayısıyla muazzam bir iş çıkardı..

Beşiktaş, artık taraftar sayısı olarak caydırıcı mahiyet taşıyan bir kulüptür. Beşiktaş artık toplumsal algı ve medya gücü konusunda rakiplerinden geri durumda değildir.

Finansal disiplini bozmazsak, ego savaşları yaşamazsak, sevgili Emre Kocadağ’ın 10 yıllık vadede çizmiş olduğu hedef hayal değil gerçeğin ta kendisi olacaktır.

Gurur duyun Beşiktaş’la.

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

    • O yüzden zaten mesele uzun vade.Fikret Orman Erdal başkanı hiçe sayması sonun başlangıcı idi ve daha sonra feci bir çöküşle git gide düştü kulüp.Açıkçası artık bunu sadece biz değil özellikle Bjklı kalemşörlerin sürekli dile getirmesi lazım.Çünkü medyada o akdar şerefsiz var ki bizin BJKLI abilerimiz de bunların kayığına binmesin derdim o.Ekranda bizim sesimiz olmak zorundalar.