içinde

Tercüman..

Sizin orada saat kaç bilmem,

Burada 06:01,

Moral bozuk, uyku yok..

Yorumuna verdiğim yanıt da yeterince açık olduğundan, herhangi bir açıklamaya ihtiyacı yok.

Çok zeki bir kardeşimsin çünkü sen.. Anladın aslında ama, bana takılıyorsun..

Olsun, takıl, hakkındır.. Bunu fırsat bilip bir şeyler söyleyeyim de bari de içim soğusun.

*** Hasan Arat, seçim öncesinde bir vizyon koydu ortaya.. Kulübü kurumsal bir anlayışla yöneteceğini, ortalarda fazlaca görünmeyeceğini, olur olmaz zamanlarda zırt pırt kamera karşısına geçip “medya maymunluğuna” soyunmayacağını, gerektiği zamanlarda konuşulması gerekeni de görevlendirdiği kişilerin dile getireceğini söyledi.. Olması gereken de buydu zaten.. Samsung Şirketinin Yönetim Kurulu başkanı, mesela.. Bilmeyiz, tanımayız.. Ama markaya güvenir, gider alırız ürünlerini.. Ters bir durum olduğunda da baş vurduğumuz görevli, gereken neyse yapar.. Derdimiz hallolur.. 

Türkiye Cumhuriyetinin Genel Kurmay Başkanı, veya.. Zırt pırt kameralar önüne çıkmaz.. Ama kafasını kaldıran olduğunda ağzının ortasına yer yumruğu, oturduğu yere oturur, kıç üstü.. Bir daha da bulaşmaz..

Bizde Başkan ortalarda görünmüyor, aynen söylediği gibi.. İyi güzel.. Ama kardeşim, ortalarda görünmemek başka, hiç yokmuş gibi davranmak başka.. Yine çıkma ortalığa.. Tepedeki yerinde sessizce otur.. Ama bir etkin olsun, bize ve ait olduğun organizasyona yansıyan..

Konuşma sen, aynen şimdi olduğu gibi, kutlarım, yürekten.. Ama senin görevlendirdiğin adamlar konuşsun.. Ve onlar konuştuğu vakit de ortalık tanınmaz hale gelsin..

Var mı böyle bir şey?.. Yok!.. E, o zaman ortada bir başkan da yok..

*** Forumdaki diğer kardeşlerimi bilmem.. Yenilgiyle, yenilgilerle sorunum yok benim.. Yenilen gol sayısı da umurumda olmaz.. Derdim oyundur, derdim isyandır benim.. Hep verdiğim, çünkü hiç unutmadığım örnek bir maç vardır..  İlhan Mansız’lı yıllarda Gençlerbirliği’yle oynadığımız ve 4-3 yenildiğimiz kupa maçı.. Tam 4 gol yemiş, elenmiştik.. Ama 3 de gol atmış ve oyunun kralını sergilemiştik.. 

Şimdi, burada, günümüzde.. Skor var mı?.. Yok!.. Oyun var mı?.. Yok!.. Oyuna dair bir umut var mı?.. O da yok!.. E o zaman “Oturur evde baklamı yerdim ben aabi?..” (bkz: Zeki-Metin/Geceler/Kaçamak skeci – https://youtu.be/niHvzDKYhvQ?si=HVkHATSefs5XzY6l – zaman çubuğu 7,35)

An itibariyle skor olmasın, problem değil.. Ama oyun?.. Takım bir oyun koyar ortaya.. Ama oyuncu kalitesi yetersizdir.. Rakibe gücün yetmez.. Kazanamazsın.. Yine üzülürsün.. Ama geleceğe ait bir umudun olur.. Hocaya güvenirsin mesela.. “Transfer döneminde alınacak yeni oyuncularla durumu düzeltir bu adam..” dersin.. An itibariyle var mı öyle bir umut?.. Yok!.. E o zaman TD’de yok..

*** Bu geceki pozisyon.. Sonuçtan bağımsız olarak, Hakem penaltıyı verdi.. Var çağırdı.. Hakem gitti.. Gördü, konuştu.. Döndü, iptal etti.. Maçtan sonra öğreniyoruz, Var’ın böyle bir yetkisinin olmadığını.. Şimdi, Var’ın böyle bir yetkisi yoksa şayet, Var kötü niyetlidir.. Burada bir sorun yok, olabilir.. Gereğini yaparsın.. Gerekirse Var hakemleri aleyhine “sivil kişiler aracılığıyla” takip başlatırsın.. Tespit davası açar, durumu mahkeme kayıtlarına geçirirsin, mesela.. Ama sadece o değil, demek ki hakemin de bu konuda bilgisi yok.. Çünkü olsa, döner Var’a, “Kardeşim, senin bu konuda bana karışmaya hakkın yok..” der.. Demek ki bu konuda hakem de bilgisiz, yetersiz veya kötü niyetli..

Oldu, demedi.. E bizim oyuncuların veya(hem de) kenar yönetimin de bu konuda bilgisi yok.. Olsa döner, hemen o anda hakeme, “Olmaz böyle şey..” derler, takımın hakkını korurlardı.. 

Korumadıklarına göre demek ki biz de tın-tınız.. 

Haydi kabul, o da olur, o anda nutkumuz tutuldu.. Yapamadılar.. İşte o zaman da yarın göreceğiz bakalım, bu duruma karşı bizim başkanımız ve de yönetim kurulumuz ne yapacak, uçup giden puanların hakkını nasıl takip edecek..

*** Takımda orta saha yok.. 

Savunma hiç yoktan iyi.. Yine idare eder, ediyor.. Orta saha yok.. Var olan oyuncuların da hücuma dönük yetenekleri yok.. Santrforun durgun.. Kanat oyuncuların kabız.. Orta sahan forveti destekleyemiyor, defansa yardım edemiyor.. Rakip oyuncular takımı eze eze kale önüne kadar geliyor.. E öyle olunca, vurdukları gol oluyor.. Günümüzde maçlar orta sahada kazanılıyor ve bizde orta saha yok.. Kurt hocanın kurtluğu böyle durumlarda da belli olmayacaksa ne zaman olur?.. Hoca, eldeki kadro içinden sağlam bir orta saha kurgusu oluşturamıyorsa ne yapayım ben o hocanın kurtluğunu.. Sene başında Şenol Hoca’nın (iyi/kötü) yapabildiğini, veya Serdar Topraktepe’nin körün taşı misali el yordamıyla da olsa yapabildiği şartlar ölçüsündeki dinamik orta sahayı Santos hoca kuramıyorsa, bana ne hocanın Santosluğundan?..

Hocanın kariyeri puan kazandırmayacak ki bize.. O kariyerin bugüne yansıması lazım bana.. Portekiz Milli Takımın tamamını alamayacağımıza göre, eldeki kadroyla bir şeyler oynatması gerektiğine göre, eldeki kadroyla da hiçbir şey oynatamadığına göre niye veriyoruz bu adama biz bu paraları kardeşler.. Oturur evimizde baklamızı yerdik biz abi..

Yani, göründüğü kadarıyla, korkarım ve çok üzgünüm ama, bu hoca da başarılı olamayacak gibi, sanki..

Bilemedim..

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Oyun demişken bir hatırlatma yapmak isterim: feda sezonunda Trabzon macidna o kadar güzel oynamıştık o kadar çok gol kaçırmıştık ki maç biter bitmez nerdeyse bütün oyuncular yere uzanmıştı. Bugün bize bu ruh lazım. Yenilsek de öyle yenilelim.

    Hoca konusunda ise düşüncem şu: evet Portekiz milli takımının tamamını alamayız ama bari herhangi ülkeden 1-2 oyuncu alalım be abi. Svensonn u saymazsak kadro aynı kadro. Kendimizi parçalıyoruz birşeyler yapın diye yönetim hala uyuyor. Hakkımız yenilince de uyuyor transfer konusunda da uyuyor. Hele bir stoper, 6 numara ve 10 numara transferi yapılsın hocayı öyle değerlendirelim. Transfere rağmen yenilirsek o zaman bu hocadan olmaz deriz. Bu kadroyla başarısız olan 5.hoca Santos. Hep mi hocalar başarısız kadronun hiç mi suçu yok?? Ya da kadroyu güçlendirmeyen yönetimin hiç mi suçu yok ???

    7
    1
  2. Yazinin basini okurken elimi prize sikup 220 Volt yemis gibi oldum ama sonra yazinin devamini okuyunca hislerime terciman oldugunu soyleyebilirim. Bir kucuk elestirim var o da senin ozelinde degil tum genelde yeni yonetime toz kondurmama cabadi var. ANC’yi her firsatta ve hatta firsat bile gomen herkes nedense su rezillik icinde polyanna oluverdi. O konuda da bir elestirisi geliyor. Arkasi yarin…