Öncelikle uzun bir yazıdır, zaman ayırmanız gerekir.
Normalde bu paylaşımın bir kısmı geçen haftaki Lugano maçından. Yazmayacaktım ama yine de elde durmasından iyidir. Sırayla gideceğim.
Beşiktaş’ın sahaya dizilimi genel itibariyle şu şekilde;
Beşiktaş’ın atak formasyonuna döndüğünde oynadığı biçim şu şekilde;
Beşiktaş’ın defans formasyonuna döndüğünde oynadığı biçim bu şekilde;
Önde baskı için şöyle bir formasyon (metodo sistemi) gördük (bu formasyonu başka bir yerde düzenleme imkanım olmadığı için bu kadar düzenleyebildim kusura bakmayın);
Şimdi bunların eden gösterdim onlara değinelim. Beşiktaş her ne kadar sahaya çıktığı 4-2-3-1 formatı da olsa atak pozisyonunda 3-1-4-2 gibi diziliyor. Burada Masuaku dripling ve çalım olarak daha iyi olduğu için Semih içe kat ediyor ve forveti çiftliyor, bazen 3-3-4 gibi bir formasyonu dahi görüyoruz. Bu nedenle önde fazla kişiyle olduğumuz sırada kontra yememek, geriye hızlı koşabilmek ve önde baskının devamını sağlamak için Rashica kanat bek gibi oynuyor. Tabi defansta buna göre şekil alıyor. Svensson sağ stoper gibi, Felix ya da Emirhan’da sol stoper gibi oynuyor. Gedson’da sola yakın oynayarak Masuaku’nun olası top kaybında baskı yapabilmek için yine sola yakın oynuyor. Bunun adı DENGE kurgusudur. Rakibin geçiş oyununa müsaade etmez bu oyun. Sezon başında yediğimiz gollerin veya verdiğimiz pozisyonların neredeyse hiçbirisinde kontradan olmamasını sağlayan bu denge kurgusudur. Bu kurguda bazen önde baskıya katılım için Musrati’ye destek amacıyla geçen maçlarda Emirhan öne çıkarken son Sivas maçında Svensson bu desteği sağladı. Dolayısıyla kurgu, oyun disiplini ve mantık olarak gayet iyi bir oyun anlayışımız var. Harici olarak oyun içerisinde birçok metodu ve oyun formasyonunu bir arada uyguluyoruz. Uygularken de skor ne olursa olsun asla taktikten, disiplinden ve mantaliteden taviz vermiyoruz. Oyuncu değişikliklerinde artık giren oyuncular aynı taktik, disiplin ve mantalite ile giriyor.
Şimdi bu sistemi askeri mantıkla açıklayalım birde. Beşiktaş’ta lider /komutan vasfında İmmobile duruyor. Onun altında iste Rafa Silva Astsubay Başçavuş desek yeridir. Gerisinde ise Uzman Çavuş Musrati, onunda gerisinde Masuaku Uzman Erbaş, Paulista ise Onbaşı gibi görev yapıyor. Yani neredeyse bir tim düşünürsek bu timin komutanları belli. Komutanlar genel itibariyle çok gerekmedikçe birebir ve göğüs göğüse savaşa girmezler. Doğal olarak bu timde sadece komutanlar olamayacağına göre mutlak surette savaşan askerlerde olmak zorunda. Savaşan, koşan, basan askerler grubunda ise Semih, Gedson, Rashica, Svenssson ve Felix ya da Emirhan oluyor.Yani 5 rütbeli – 5 askerden oluşan bir tim. DENGE tam.
Daha önce çok komutan / hiç asker dönemlerini gördük. Koşmayan, hatta koşamayan 30 dk’lık oyunlarla oynayan, çizgiden asla içe kat edemeyen, tekniği ve kapasitesi yüksek olsa da bencillikten ve egosundan kendi takım arkadaşlarını sabote edip buranın komutanı benim havası veren, takım oyunuyla hiç alakası olmayan çok oyuncu da gördük. O yüzden birilerine vasat demeden önce oyun anlayışını anlamak ve kavramak gerekiyor.
Bu oyunun devamlılığı için asker oyuncu şarttır. O yüzden birilerine VASAT demeden önce futbolu, kurallarını, oyun yapısını, görevlendirmeleri, görevleri, taktiği ve disiplini bilmeniz gerekiyor.
Bakın Türkiye liginden takımların Avrupa kupası maçlarına. Bizde dahil karşısında kendisinden bütçe ve kadro değeri olarak 5-10-20 kat küçük takımlara ya elendiler, ya zorlandılar. Sebebi belli aslında. Bizim takımların karşısındaki o 5-10-20 Milyon avroluk kulüplerin hepsi takım hüviyetini kazanmış, takım olarak oynama isteği olan, taktik disiplinden asla kopmayan takımlardı. Bizim takımlarımızda ise oynayan genel itibariyle Eurocuklardı. Takım olma, kompakt oyun, taktik, anlayış, mantalite, disiplin hak getire.
Ancak… Biliyorum ki bu anlattıklarımın bir karşılığı olmayacak.
Neden?
Çünkü artık VASAT bir taraftar profili oluştu futbolda.
Bu sadece Beşiktaş’a özgü değil.
Sadece daha çok harcayarak mutlu olan, sadece diğer takım taraftarlarıyla sidik yarışı yapabilmek için isim transferleri isteyen, sadece pahalı transferlerin iyi olabileceğine inanan, sadece büyük takımlarda oynayan oyuncuların iyi olduğunu düşünen bir VASAT taraftar topluluğu. Futbolu bilmeyen, bildiği üç beş topçu adından başka bilgisi olmayan, her transfer döneminde o topçuların transferi için veryansın eden VASAT bir güruh.
Bu güruh bugün Rashica’ya, Svensson’a, hatta sezon başında Gedson’a da vasat demiş, satılsın istemişti. Rashica 6 maçta 4 asist’e geldi, Gedson 6 maçta 4 gol attı, Svensson 6 maçta en çok ikili mücadele kazanan adam oldu. Yine aynı güruh yaz başında Semih neden milli takımda oynamıyor diye veryansın edip sonra Semih’in sol kanatta oynamayacağına kanaat getirip transferde transfer diye tutturdu.
Aslında bu güruha taraftar demekte yanlış. En ufak bir kayıpta, en ufak bir kötü gidişte, en ufak bir sallantıda kulüp binasını yakacak kadar veryansın eden bir topluluk bu. Maalesef bu topluluk artık stada kadar girmiş durumda. Sivas maçına bakın, hakemin yanlış kararlarına karşı, rakibin sert müdahalelerine karşı, rakibi baskı almaya yönelik, aleyhe olan şeylere karşı hiçbir tepki yok. Ancak Onur oyuna girerken ıslıklıyor aynı güruh. Bismillah. Yeni hocayla bir gör şu adamı önce, bırak bir oynasın bakalım neymiş ne olmuş. Maçın başından beri hiçbir şeyi ıslıklamayan bu aptal güruh kendi oyuncusu oyuna girerken ıslıklıyor.
Savunma mottolarıda basit; Siz romantiksiniz, siz eskide kalmış düşüncelerin sahibisiniz, siz şöylesiniz, böylesiniz. Biz başarı istiyoruz, Beşiktaş kupaların takımıdır, talepkarız, cart curt.
Başarı açlığı değer yargısından yoksun olarak geliyorsa yozlaşmayı beraberinde getirir. Türk futbolundaki gerilemenin son yıllardaki en büyük sebebi budur. Ne şekilde olursa olsun kazan mantığı.
Beşiktaş kupaların takımı değildir. Onursal Başkan ve Beşiktaş’ın bir nevi ruhani lideri Seba’nın deyimi ile; “Beşiktaş şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırsın diye tutulmaz. Beşiktaşlılık bir değerler manzumesidir. Dürüstlüktür. Ahlaklı olmaktır.” “Şerefli ikincilikler şaibeli birinciliklerden iyidir.”
Talepkarlık müşterilerde olur. Müşteri her zaman haklıdır mantığı ile Beşiktaş taraftarı olunmaz. Taraftar müşteri değildir. Beşiktaş taraftarlığı demek Beşiktaş sokakta gazozuna maç yapsa kaldırımda desteklemektir. Ben daha iyisini istiyorum demek değildir. Her şartta ve koşulda desteklemektir.
Dediğim gibi, yazıyoruz ama karşılığı olmayacak şeyler bunlar. Değişen taraftar yapısının nedenini ve oluşan bu VASAT taraftar oluşumunu sosyologlar, psikologlar açıklasın artık bir zahmet.
Zira laf anlatmaya çalışmaktan “Bıhtıh ya!”
Hocam, kendi adıma mükemmel bir yazı olmuş. Önce beyninize ve yüreğinize, sonra da ellerinize sağlık. Şu forumda bu tarz aklı selim ve çok insan için düz bir paylaşım gibi görünen içi ve altı tamamen dolu paylaşımlar görmek insanı gerçekten mutlu ediyor 👏🖤🤍
Şunu tam anlamıyla açıklamamış olabilirim; Bir çok insan için düz yazı gibi olabilir çünkü güzellik gören gözdedir. Tıpkı etrafımdaki çoğu insanı ‘Abi bu Modric dümdüz topçu, 10 yıldır Real de ne yapıyor yeaaaa’ diye sizlanmasi gibi komik. Biz istiyoruz ki bütün oyuncular 10 gol 10 asist ortalaması ile oynasın. Defans oyuncuları bile! Dünyanın en çok bilen fakat aslında sadece çok bildiğini sanan milleti olabiliriz diye düşünüyorum uzun zamandır. Sanırım futbolda da böyleyiz!
Teşekkür ederim hocam. 🖤🤍
Ali hocam yazının çoğuna katılmakla beraber, taraftarların hiç mi haklılık payı yok. Mesela bu takımın en azından yedek kanat-Forvet ihtiyacı yok mu? Yarın Rashica, kart cezasını geçtim, sakatlansa yerine geçebilecek kanat oyuncusu var mı? Can Keleş alındı ama daha 5 dakika oynayacak seviyede bile değil ki sonradan bile oyuna giremiyor. İmmobile sakatlansa, sadece 17 yaşındaki Mustafa santrafor bölgesinde 3 kulvarda da bizi kaldırabilecek mi? Sence de 3.santrafor da olsa bir santrafora daha ihtiyaç yok mu?
Bu konuda söz sahibi taraftar değil teknik direktördür. Teknik direktör Gio’nun’da bir maç sonunda söylediği, ben listemi yönetime ilettim oldu. Yöneticilerin beyanı da sol bek transferinin gerekliliğiydi. Demek ki hoca kanatları ve hücumcuları yeterli görüyor. Mustafa bizi kaldırabilir mi? Belki çok daha öteye de götürebilir. Dünyada scoutlar ve scouting şirketleri tarafından kullanılan (sadece Porto kulübünün izni ile edinilebilinen) PORTAPP (Porto menajer uygulaması) da 8,7 ile en çok takip edilen oyuncu Mustafa. Chelsea, Lille, Benfica ve Dortmund scoutlarının listeleri içerisinde. Uygulama ekran görüntüsü almaya izin vermiyor, keşke izni olsa da gösterebilsem size. Demek ki bu çocukta bir cevher var, bu kadar puan alabiliyor ve bu kadar takip ediliyor. Biraz üstüne düşülse, zaman verilse, şans bulsa belki çok daha iyi olacak bir çocuk Mustafa.
Alicim nasil ozlemisis yazilarimi. Bir ara ortalik bana kalmisti, gerisini sen dusun :))) Iste tam bu yazdiklarin yuzunden ben Kerem Alrurkoglunu istemis ve linc yemistin. O ieksiyi basanlar basta @aussie ilmak uzere baksinlar bakalim Benfica Joao Mario’yu sattigi gun kimi transfer etmis o mevkiye? Taraftarla ilgili sordugun yaniti aynen bende. Yazacagim siteye. @aliberber89
Kambersiz düğün olmaz abi, tabi ki de yazacaksın. Yazacaksın ki ortalok şenlensin 🤍🖤
Eline saglik kardesim,her aniyla mükemmel bir yazi olmus.bilhassa tarftarlarin anlayis ve uygulamalarinda büyük bir degisiklige ihtiyac var.
Teşekkür ederim abi 🤍🖤
Ulan @ziya,
Gedson’u satalim diyen bendim degil mi ?
Hangi şanzumani kullaniyorsun soyle de, forum olarak faydalanmayan kalmasin su senin geri vitesinden ..
Sevgili aussie isin gucun gargara yapip suyu bulandirmak. Ben ne diyorum sen me diyosun.
Değerli yoldaş harikulade yazın için teşekkür ederim 🙏🏾🦅
Teşekkür ederim abi 🖤🤍
5 gün önce “Yeter artık bıktım, yoruldum..
Şu son yazıyı da atıp geri plana çekileceğim..” diye isyan edecek noktaya gelmiş bir uzmandan akıllara zarar bir tahlil..
Aşk olsun be arkadaş..
Bizim Forumun Necip kadar emekçi, Sergen kadar yaratıcı, İlhan Mansız kadar hırslı, Gomez kadar bitirici üyesi: @aliberber89
Gomez’den farklı ve üstün olma sebebi, Eyşan olmaması.
İfadede zorlanacak ölçüde beğendim.
Kutlarım,
Teşekkür ederim..
👏👍🙂🦅🤍🧿
Üstadım tam senin yazın gibi, sussam, susmasam olayı. Anlatmak gerekiyor bazen, dilimiz döndükçe, elimizden geldiğince. Aslında programlara erişim iznim olsa YouTube videoları yapacağım haftalık analiz için ama yarardan çok zararı çıkar gibi…
Unutmadan: Sarih bir iznin, onayın olursa paylaşmak isterim bu yazıyı.
Olursa paylaşırım,
Olmazsa kırılmam..
👍🤍🙂😎
Tabi ki paylaşabilirsin üstadım sormana bile gerek yok
Eyvallah..
🤍🙂👍
Tamamına katılıyorum dostum, ellerine sağlık..
👏👏👏👏👏🖤🤍🖤🤍