Hani kovboy filmlerinde, kasabanın barında piyano çalan müzisyenin biraz üzerinde kocaman bir tabela asılıdır: “Lütfen ateş etmeyin. Ben yalnızca bir piyanistim”…
Tam da o misal,
Ben de sizlerden rica ediyorum: “Lütfen üstüme çullanmayın. Ben yalnızca gördüğümü söylüyorum”..
Bugün tarih tekerrür etti
Ve biz fener’i yine kendi evinde, bu kez 9 değil 10 kişiyle ve yine kalede kaleci yokken yendik..
Haksızlık mı ediyorum acaba diye soruyorum kendime..
Ama -ne yazık ki- hayır,
Mutlaka çok iyi bir insandır, % 100 eminim.
Ancak Utku, kalede pek de güven vermiyor, haberiniz olsun…
Umarım yanılırım, Utku ve Ersin beni utandırır. İleride bu yazıyı okuduğumda yüzüm kızarır.
Yürekten isterim…
Ne var ki (en azından şimdilik, göründüğü kadarıyla) kalemizde sıkıntı var..
Benden söylemesi…
İkisi içinde söylüyorum klasik baskılanarak yetiştirilmiş iyi aile çocuğu. Yetenekli ama özgüvensiz. Herşeyde ve her yerde tereddütlü. Notlarını aldım bu a dair yazıyı toparlarsam değineceğim ayrıca. Haksızlık yapmıyorsun sonuna kadsr haklısın
Devre arası kaleci santrafor ve bir ya da iki orta saha şart
O barın olduğu kasabanın girişindeki tabelada da şöyle yazar: “filanca kasabası… Burada yabancıları sevmeyiz!” ??
Haklısın yoldaş her zamanki gibi…
“Yabancı” bir kalecimiz olaydı (Gerçi yabancı değil; bizim Fabri) değişik şeyler hayal ediyorduk şu an…
???