Yönetime Açık Mektup

Şu fotoğrafı sanırım beş yada altıncı kez paylaşıyorum sanırım.

Neden bu fotoğrafa o kadar takmış durumdayım onu anlatayım.

Öncelikle kadroyu hatırlamayanlar için yazının başında kadroyu verelim, 2014-2015 sezonu Beşiktaş kadrosu, önce bir inceleyin sonra yazıya dönün isterseniz;

https://www.transfermarkt.com.tr/besiktas-jk/kader/verein/114/saison_id/2014

O sezonun finalini hatırlayacaksınızdır, şu GS’nin tek farklı skorlarla maçları geçip Burak’ın hırsızlık yaparak şampiyon olduğu sezondu.  

Bu kadro Ekim ayında Avrupa’da ve Türkiye’de liderdi. Hatta bıraksalar şampiyon bile olabilecekti ama GS-FB el ele verip bırakmadı ve üçüncü oldu.

Aslında gazetenin attığı manşet zamanında stadımızın olmadığı, kasadan çıkacak “beş kuruş”u bile günlerce düşündüğümüzdü. Aradan 9 yıl 3 ay geçti. Stadımız var ama taraftarımız ve takımımız yok, yine kasadan çıkacak beş kuruşu bile günlerce düşünüyoruz.

Demek ki bu süre zarfında hiç doğru yolda yürümemiş, üstüne bir tuğla bile koyamamışız camia olarak, bu da bizim ayıbımızdır. Nedenleri sonuçları bir kenara bırakıyorum, çokça yazıldı, çokça çizildi ama önce bu ayıbımızı bilmemiz, kabul etmemiz ve kabullenmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bu manşette doğru olan bir yer de var; Türkiye’de ve Avrupa’da zirvede olup bunu yaparken de nefret değil sempati kazandığımız ve memlekette düzgün giden tek şey olduğumuz. Peki bunu nasıl yaptık? Müthiş ötesi bir kadroyla mı? Harika bir seyirci desteği ile mi? GS ve FB’ye yapıldığı gibi dışarıdan siyasi veya para desteği ile mi? Değil tabi ki.

Birlikte oynayan bir arkadaş grubundan, birlikte oynamaktan keyif alan insanlardan, birlikte bir şeyleri başarmak isteyen topluluktan oluşan bir takımla yaptılar. 

Yeni yönetime açık çağrıdır. Yapmanız gereken çok basit. Öncelikle 9 yıldır üstüne tuğla koyamadığımız bu ayıbı devam ettirmeyin, bir tuğla koymaya çalışın. Öncelikle şu yüksek fiyatlı bilet işinden vazgeçin, seyirciye veya müşteriye değil gerçek taraftara bilet satın. Doğru bir ekonomi izleyin, çok araştırıp takım ve kulüp için en iyilerini bulmaya çalışın.

Akşam pazarı bu iş için doğru olan değil, bunu birçok kez gördük. Israr edip aynı pilavı ısıtıp ısıtıp yemeye gerek yok. Oyuncu izlemeleri yapan birçok scouting firması var, birisiyle anlaşın. Yılda 500 Bin Avro çok bir para değil Beşiktaş için. Juventus Kenan Yıldız’ı gökten zembille indirmedi. Porto yıllardır yapıyor. Rennes son beş senedir aynı yöntemi izliyor, sattığı ve piyasaya sürdüğü oyunculara bakın. Bu tip şirketlerle çalışarak buldular.

Yarıştığımız şeref yoksunlarıyla biz bir değiliz. Onlar yapıyor biz niye yapamıyoruz kısmını defaatle anlattım bir daha söyleyeyim; kırmızılı olan her sıkıştığında devlet ya floryasını ya rivasını alır, parasını öder ama araziyi almaz, üstüne yatarlar hem paranın hem arazinin ve üste de çıkarlar. Bize de spor tesisi yapacağımızı bildiği halde devlet büyüklerimiz, antrenman sahasının yanında 5 dönüm yer vermiyorlar. Lacivertli olanında çehresi zengin, her sıkıştığında bir iş adamını sponsor olarak bağlayıp 10-15 kasaya atıyorlar. Hiç olmadı her ikisi de el altından zengin kulüp başkanları yada yardımcıları tarafından futbolculara el altından para veriyorlar. Bize ne devlet yardım ediyor, ne de zengin çehremiz var. Ne yer veriliyor, ne de para verecek birileri var.

Sonuç olarak yukarıdaki fotoğrafı niye paylaştığıma bağlayayım ve bitireyim…

Bu fotoğraf ilk iki tuğlanın doğru şekilde iki yıl ardı ardına konulmasıyla olan bir oluşumun fotoğrafıydı ancak sonradan yanlış yollara sapıldı ve 9 yıl sonra aynı noktaya tekrar döndük. Yapacağınız üç temel şey var, iyi araştır ve en iyisini değil takımın ihtiyacını bul, iyi bir ekonomi oluştur, iyi bir ambiyans yaratmak için her kesimden taraftara kapını aç. Bu yarıştığın şerefsizleri herkesin sempatisini kazanmadan geçemedin, geçemezsin, geçirtmezler. Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok.

Saygılar…