içinde

HAYAT..

Durup dururken karşıma çıkıveren bir geyik var ki, ve öyle sık tekrar etmeye başladı ki, yalan yok görünce midem bulanır hale geldi..

Çağımızın 3 zehiri, uzak durulması gereken 5 insan tipi, yanından ayırmaman gereken 7 arkadaş türü vs…

Yeterince kalıbımız yokmuş gibi, birer kalıp daha dayatan görünüşte felsefik derinliği olan, ama 5 para etmez bu klişeler boğmaya başladı beni..

Halbuki hayat bu mu?

Hayat bu kadar kalıplara sıkıştırılacak, kesin çizgilerle ayrılacak kadar geometrik mi? Hayat her yönüyle bizim tercihlerimizle şekillenecek kadar elastik mi? Hayat dediğimiz şey bizim elimizde mi?

Yok kardeşim yok. Geldim gidiyorum işte.. Hayata dair planladığım hiçbir şey olması gerektiği gibi olmadı.. Tam olacakken, bir şeyler soktu araya..

Hayat;

Tabağımıza koyduğu şeyleri bizim tercih ettiğimizi düşündürecek kadar taşak geçici bir mekanizmadır.. Öyle sağdan soldan vurur, öyle takip sistemlerimizi alt-üst eder ki, her şey elimizde sanırız.. 

Doğduğumuz sokaklar, gittiğimiz ilkokullar, seçmek durumunda kaldığımız arkadaşlar, karşımıza çıkan öğretmenler, bizdeki cevheri erkenden fark edip doğru yönlendirmeleri yapabilen- yapamayan erk sahipleri, tesadüfen gittiğimiz sonraki okullar, boşluk doldurarak gittiğimiz üniversiteler, gittiğimiz şehirdeki kafa yapısı, içerisine sürüklendiğimiz anormallikler, vermek zorunda kaldığımız mücadeleler, okul sonrası tesadüfen yöneldiğimiz işler vs…

Bunların tamamını bilinçli bir şekilde, direksiyonu tutarak yaşayan/ seçen var mı?

Hayat; ağır ağır olgunlaşan insanın, olgun olmayan hallerinde yaptığı tercihlere kahrettiği bir döngüden ibarettir. Hatalı tercihlere yönelttiği gibi, yaşam boyu bu tercihlerin sancısını çektiren gaddar bir hükmedicidir..

Na’palım kardeşim o zaman? Yaşamayalım mı?

Yaşa! Hem de köküne kadar yaşa! Dibini sıyırırcasına yaşa.. Öyle yaşa ki, hayat sana bir daha tercih dayatması yapamasın..

Sen onunla taşak geç işte.. Sen onu tercihlere zorla.. Yaşamakta öyle kararlı ol ki, göbeğini kaşıyarak gülen bu haydut karşısında yumak peşinde koşan kedi konumuna düşme..

Kabul..

Sokakların hali perişan.. Hayat pahalılığı korkunç durumda.. Sığ siyasi çekişme ve kutuplaşmalar nefes aldırmıyor insana.. Mülteci sorunu tsunami gibi büyüdükçe büyüyor.. Dibimizde çocuklar ölüyor.. Güzel olan tek şey yok.. Aslında var..

Yeryüzü ne kadar leş olursa olsun, gökyüzü hala bizim, hala temiz.. Sığın oraya..

Bu kadar rezilliğin döndüğü cihanda, yılgın ol kabul.. Yorulmuş ol, ağzını boz eyvallah.. Gemileri yak, isyan et baş üstüne..

Ama bana VAZGEÇEREK gelme be kardeşim.. HELLALLİK İSTEYEREK gelme..

Vazgeçtiysen VARSA hakkım helal değildir. Sen hele güçlü ol, evlat sahibi bir baba gibi dimdik dur, gerisi hallolur.. Önce sağlık olsun, her şey hallolur..

Bak? 1 yıl önce atmaca gibi olan babam 1 yıl sonra merdiven çıkamaz hale geldi.. Oysa 1 yıl önce kafaya taktığı neler vardı…. 1 dilek hakkı olsa, 1 yıl önceye dönmek ister.. Hem vallahi, hem billahi.. O kadar sıkıntıya rağmen sağlığını ister.. Merdiven çıkabilmeyi ister….

KENDİNE GEL!!!

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. aynen hocam katılıyorum .inan hastane ortamında öyle şeyler yaşıyoruz ki dışarıda ki ekonomık sorunlar hiç umrumda olmuyor .dediğin gibi hayatın gerceği bu insanoğlu plan yaparmış kader arkadan gülermiş 🙂 bu dünyanın en kıymetlileri olan peygmbrler bile ne zorluklr çekmişler. bu dünya bize mi acır :). zaten bu işin ilacı sabır ve dua benim şahsi fikrim bu .

  2. çok sevdiğim bir söz.. HAYAT SEN PLANLAR YAPARKEN BAŞINA GELENLERDİR …. beni hiç bırakmicaksın demi diyenler bırakıp gidiyor…. sensiz yaşayamam diyenler gidiyor… savaşırken o kadar yoruluyorsun ki bir müddet sonra vazgeçiyorsun… geriye insanın kendisi kalıyor.. zaman alıyor toparlaması ama bir şekilde toparlıyorsun belki de toparladım sanıyorsun… sonra farkına varıyorsun ki malesef ”BEN” denilen şey ne kadar önemli oluyormuş… her şey bitti mi peki bitmedi ama insanın içinde heves heyecan bitti.. hiç bir şey yapası gelmiyor… imkan varken istediği her şeyi yapmaya imkanı varken, gram bir şey gelmiyor… pes etmeyi sevmeyen ben pes etmişim… pes etmek kolay bir şeymiş onu öğreniyor insan… pes edince de hiç bir şeyin anlamı kalmıyor… sözün özü konu kendiniz ise asla pes etmeyin.. varsın başarısızlık olsun sonu ama başarısız bile olsa etkilecek olan kendinizden başkası değil..